Seçmenler, Michael Bloomberg'ü New York valisi seçti. | TED | الناخبين صوّتوا لـ مايكل بلومبيرغ عمدةً لمدينة نيويورك. |
O sıralarda, Bloomberg'in merkez binası için işler yaptım ve yaptıklarım çok tuttu. | TED | في الوقت الذي أنجزت فيه مقر بلومبيرغ بدأ عملي يصبح مقبولا |
Elle ve ben iş ortağı Hank Bloomberg'le konuşuruz. | Open Subtitles | انا وإل سنتحدث مع شريكه في العمل, هانك بلومبيرغ |
Evet, şimdi ofise geliyorum ama Bloomberg'le olan toplantıyı iptal etmelisin. | Open Subtitles | نعم, سآتي إلى المكتب حالاً, لكن يجب أن تلغي الإجتماع مع بلومبيرج. |
- Savunma Bakanı Maddox az önce Bloomberg'le röportaj yaptı. | Open Subtitles | سكرتير وزير الدفاع على الهواء في مقابلة مَع بلومبيرج |
Biliyor musunuz, sadece bu senenin başında, yeni yılın başında, New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg Yeni yıl kararı olarak 2012'de kodlamayı öğreneceğini söyledi. | TED | ففي بداية هذا السنة فقط، وخلال رأس السنة، جعل مايكل بلومبرغ عمدة نيويورك من بين نواياه للسنة الجديدة تعلم البرمجة في 2012. |
New York'ta Bloomberg demokrattı, sonra cumhuriyetçi oldu, en son bağımsız vekil iken "Parti amblemi yoluma çıkıyor" diyordu. | TED | بلومبرج في نيويورك كان ديموقراطي ثم اصبح جمهوري ثم اصبح مستقل و قال ان التصنيف الحزبي كان يعيقه |
Bizim Mayor Bloomberg bunu anlayıp, 2007 yılında PlaNYC projesini hayata geçirdi. | TED | عمدة مدينة"بلومبيرغ" أدرك ذلك عندما أطلق مشروع PlaNYC عام 2007 |
Bloomberg tamamen numaralardan ibaretti ve biz her yere ortağım Lisa Strausfeld tarafından programlanmış LED aydınlatmalı dev rakamlar yerleştirdik. | TED | كان تصميم بلومبيرغ متمحورا حول الأرقام وقمنا برسم أرقام كبيرة على المبنى وكانت الأرقام معروضة على شاشة ليد خلابة قامت ببرمجتها شريكتي ليزا ستراوسفيلد |
Bugün Vali Bloomberg Posh'a şehrin anahtarını verdi! | Open Subtitles | "اعطي "مايور بلومبيرغ "بوش" مفتاح المدينة |
Bloomberg terminali bilmemiz gereken her şeyi söyleyecektir. | Open Subtitles | "محطة بلومبيرغ" ستخبرنا كل مانحتاج معرفته. |
- Ama bunu çözeceğim çünkü artık Bloomberg terminalim var. | Open Subtitles | -لكن سأقوم بحل هذه لأن لدي "محطة (بلومبيرغ)" الخاصة بي |
Ki bu, Bloomberg News'a göre CDO'nun başka bir adı. | Open Subtitles | الذي يعتبر وفقاً لأخبار "بلومبيرغ"، اسم آخر لـ "سي دي أو". |
Bloomberg News, Naomi Bishop'ın anlaşmadaki sorumlu bankacı olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | {\cH00ffff}علمت قناة (بلومبيرغ) أن (نايومي بيشوب) {\cH00ffff}ستكون المسئولة عن الصفقة |
-Spike Lee, Vali Bloomberg... | Open Subtitles | " سبايك لي " العمدة " بلومبيرغ " |
Michael Bloomberg'un kendi medya şirketi var. | Open Subtitles | (مايكل بلومبيرغ) لديه مجموعته الإعلامية الخاصة. |
Yani bu yaklaşım pek çalışmıyor ve bence idareciler de bunun farkında, çünkü 2012'de Belediye Başkanı Bloomberg şöyle adlandırdığı bir yasa imzaladı: ülkedeki en hırslı ve kapsamlı açık veri mevzuatı. | TED | إذاً هذا النموذج غير ناجح، واعتقد أن صانعي القرار يعلمون ذلك، في عام 2012 وقع العمدة بلومبيرج قانونا ما سماه تشريع البيانات المفتوحة الأكثر طموحا وشمولا في البلد. |
Bir hafta önce istesen de Bloomberg'in "Spectator"dan bahsetmesini sağlayamazdın. | Open Subtitles | قبل أسبوع, لم تستطع أن تأخذ إقتباساً من بلومبيرج لل "سبيكستيتر." الآن أن تلغي مقابلتك معهم? |
Bloomberg göndermiş olduğunuz taslağı epey beğendi ve sizinle New York'ta buluşmak istiyor. | Open Subtitles | بلومبيرج) أعجبه النص الذي كتبته جداً) (ويود مقابلتك في (نيويورك |
Bloomberg bizi dışarı yemeğe çıkarmak istiyor. | Open Subtitles | حسناً ، (بلومبيرج) يريد أن يدعونا للعشاء |
Bloomberg televizyonu özel haber için tüm şartlarımızı kabul etti. | Open Subtitles | وكالية (بلومبيرج) التلفزيونية وافقت على جميع النقاط على الحصري |
Bütün bunların ne kadar değerli olduğunu 20 yıl sonra Michael Bloomberg benden planlama müdürü olmamı ve tüm New York'u yeniden şekillendirmemi istediğinde anladım. | TED | الآن، هذا أثبت قيمة العشرين السنة الماضية عندما طلب مني مايكل بلومبرج أن أكون مفوضة التخطيط والمسؤولة عن تخطيط مدينة نيويورك بالكامل |