"boğazındaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • حلقه
        
    • حلق
        
    • عنقها
        
    • حلقك في
        
    • حلقها
        
    • ابحثا داخل عنقه ستجدان
        
    Odanızda bekleyin. Sanırım Boğazındaki balgamı temizlemesi biraz zaman alır. Open Subtitles انتظري في غرفتك سيستغرق تنظيف حلقه بعض الوقت
    Akciğerleri, kaşıntıyı dilindeki ve Boğazındaki şişmeyi açıklar. Open Subtitles يفسر مشكلة الرئتين و الحكة و التورم بلسانه و حلقه
    Speck'in Boğazındaki yaralar, arkadan boğulduğunu gösteriyor. Open Subtitles تبيّن الجروح على حلق البقعة هو كان مخنوقًا من إلى الخلف.
    Fahişenin Boğazındaki kesikler... sığ ve kararsızca yapılmış. Open Subtitles الجروح في حلق العاهرة كلها سطحية جروح عدم ثقة
    Boğazındaki şu lekeler ... Hastalık yok, toz yok. Open Subtitles هناك علامات على عنقها لا مرض، لا سحق أنا متأكد أن فقدان الدم حدث عن طريق هذا
    Boğazındaki tüpü günün ilerleyen saatlerinde çıkaracağız. Open Subtitles سنخرج هذا الأنبوب من حلقك في وقت لاحق من اليوم
    Volkanik kaya kalıntıları ve Boğazındaki yağmur suyunu taşıyan kurban dışında. Open Subtitles التي نقلت معها كميات ضئيلة من صخور البازلت معها و مياه مطر في حلقها
    Boğazındaki iki kristali birbirine vurursanız hayatınızda gördüğünüz en muhteşem alevi çıkartacak! Open Subtitles ابحثا داخل عنقه ستجدان قطعتي كريستال، عندما تحتكان سوياً، فسوف تتولد أقوى نيران في العالم
    Boğazındaki ve ciğerlerindeki çamurlu su onun şaftın üstünde öldürüldüğünü doğruluyor. Open Subtitles طين في حلقه و رئتيه تؤكدان بانه قد قتل عند قمة العمود
    Onu aldığımda Boğazındaki şişliğin gittiğini ama tümüyle kan içinde olduğunu fark ettim. Open Subtitles حملته ولاحظت أن التورم حول حلقه قد زال وكان مغطى بالدماء
    Boğazındaki bir delikten viski içerek dolaştığını söylüyorlar. Open Subtitles يقولون أنه يحتسي الخمر من فتحة في حلقه
    Boğazındaki, küçük dili. Open Subtitles بل الذي في حلقه
    Jake'in Boğazındaki hasar yüzünden şüpheli onu canlandıramadı. Open Subtitles بسبب الضرر في حلق جايك الجاني لم يتمكن من انعاشه بشكل ناجح
    Kurbanların Boğazındaki salya-- Open Subtitles عينات اللعاب التي ...أخذت من حلق الضحايا
    Ama şimdiden söyleyeyim Eileen Snow'un Boğazındaki ipliklerden bir şey çıkmayacak. Open Subtitles في حلق السيدة (سنو) لن تفيدنا بأي شيء
    Ben olsam Boğazındaki 20 santimlik kesik derdim. Open Subtitles تخميني كان على الجرح العميق الموجود على عنقها كنت مخطيء إذاً يا سيد (بالمر)
    Anja'nın Boğazındaki yarada olması ne alaka? Open Subtitles ماذا يفعل هذا على عنقها ؟
    Boğazındaki tüpü günün ilerleyen saatlerinde çıkaracağız. Open Subtitles سنخرج هذا الأنبوب من حلقك في وقت لاحق من اليوم
    Boğazındaki neoprene eldiven Scobie'nin minibüsündekiyle aynı. Open Subtitles انها ليست مصادفة نفس قفاز النيوبرون في حلقها كالذي وجدناه في شاحنة سكوبي
    Adli tabip Boğazındaki hiyoid kemiğinin kırıldığını fark etmiş. Open Subtitles الفاحص الطبي قال أنه وجد دليلاً عن عظمة مكسورة في حلقها
    Boğazındaki iki kristali birbirine vurursanız hayatınızda gördüğünüz en muhteşem alevi çıkartacak! Open Subtitles ابحثا داخل عنقه ستجدان قطعتي كريستال، عندما تحتكان سوياً، فسوف تتولد أقوى نيران في العالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more