Çıkarsa havaya uçacak. Kalırsa Boğulacak. Haydi gidelim buradan. | Open Subtitles | لو غادرها ، ستنفجر ، ولو بقي فيها ، سيغرق هيا نخرج من هنا |
Hava deliğini su altında tutmayı başarabilirlerse, Boğulacak. | Open Subtitles | إن استطاعوا إبقاء مِنخاره تحت الماء، سيغرق |
Havuzda neredeyse Boğulacak olan çocuğun hikâyesini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف القصة عن الولد الذى .. كاد كاد ان يغرق فى حمام السباحة |
Yoksa topuklarımla Boğulacak bir silah kaçakçısı tanıyorum. | Open Subtitles | أو أنا أعرف تاجر أسلحة الذي سيختنق بكعب حذائي |
İlkyardım bilgisiyle , 10 dakkikalık zaman içerisinde kendi kanıyla Boğulacak ama... | Open Subtitles | تحصل على عشر دقائق قبل أن تغرق بدمك قبل حضور المساعدة الطبية |
Eğer su yüzeyinden kurtulamazsa, Boğulacak. | Open Subtitles | إن لم تقوى على عبور سطح الماء، ستغرق. |
Eğer birileriyle iletişim kuramazsak burada yanmayan herkes Boğulacak. | Open Subtitles | هذا المبنى على وشك الغرق إذا لم نتمكن من إجراء إتصال جميع الموجودين هنا ممن لم يحترقوا سيغرقون |
- Belki de sadece nefes alamıyordur. - Yani Boğulacak, daha mı iyi sence? | Open Subtitles | . ربما هو لا يستطيع التنفس إذن هو يختنق ، هل ذلك يحسن الأوضاع ؟ |
Eğer bir şey yapmazsan, orada senin için çalışan 75 kişi ya Boğulacak ya da yanacak. | Open Subtitles | و لكن هناك أكثر من 75 شخصاً من موظفيك سيحترقون و يغرقون إن لم تفعلي شيئاً |
Yani onunla birlikte kaplumbağa kabuğuna girip Boğulacak mısın ? | Open Subtitles | هل ستدخل معه داخل صدفة سلحفاة وتغرق معه؟ |
Eğer çocuğu oradan çıkartamazsak 56 dakika sonra Boğulacak. | Open Subtitles | إذا كنا لا نستطيع إخراجه من هُناك، فإنّه سيغرق خلال 56 دقيقة. |
Birbirlerine alçak sesle "Boğulacak", "Asla başaramayacak" diyorlar. | Open Subtitles | يهمسون لبعضهم البعض بجدية" "سيغرق, لن ينجح بالوصول أبداً |
Boğulacak ve hiç umursamıyor. | Open Subtitles | اٍنه سيغرق ولكنه لا يبالي |
Havuzda neredeyse Boğulacak olan çocuğun hikâyesini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر قصة الولد الذي كاد أن يغرق في البركة? |
Eğer bu geniş okyanusta çıkacak bir yer bulamazsa Boğulacak. | Open Subtitles | فإن لم يجد الأرض المناسبة سريعاً في هذا المحيط الواسع فسوف يغرق |
Bütün dünya Boğulacak ve suçlusu biziz. | Open Subtitles | العالم كلَّهُ يغرق ونحنُ لا نستطيع فعل شيئ |
Ya Boğulacak ya da şeker hastası olacak. | Open Subtitles | سماحك له بأكل هذه الأشياء إمّا أنّه سيختنق أو سيصاب بالسُكّري. |
Ciğerleri mükemmel çalışıyor olsa da Boğulacak. -İyi misin? | Open Subtitles | سيختنق و رئتاه بخير حال هل أنت بخير؟ |
Neredeyse küvette Boğulacak ufak kız gibi. | Open Subtitles | مثل البنت الصغيرة التي كادت أن تغرق بحوض الاستحمام؟ |
Bu güzel, tuhaf, çıtkırıldım kasabanın bakışları altında ezilecek mi, yoksa kendi duyguları içinde Boğulacak mı? | Open Subtitles | هل ستكوت تلك الزهرة الجميلة تحت تدقيق المدينة ؟ أم إنها تغرق في إنفعالاتها؟ |
Yoksa bu insanların cesur sesleri Boğulacak. | Open Subtitles | و إلا ستغرق أصوات أناس لاتعرف الخوف |
Ama Boğulacak diğer insanlar hakkında kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أفترض ذلك لكنني أشعر بالسوء تجاه الناس الذين سيغرقون |
Tamam tamam, çıkar onu dışarı yoksa Boğulacak | Open Subtitles | حسنا . أخرجه ، قبل أن يختنق |
Ben kolay kolay Boğulacak adam değilim. | Open Subtitles | أمثالي لا يغرقون بسهولة |
Akciğerlerinde kanama başlayacak ve Boğulacak. | Open Subtitles | وسوف ينزف الدم الى رئتيه وتغرق |
Ya açlıktan ölecek, ya nefessiz kalacak ya da tükürüğünde Boğulacak. | Open Subtitles | ستتضور جوعاً حتى تموت أو تختنق أو ستختنق وهى تبصق |
Eğer başarısız olursan, masumların kanında Boğulacak. | Open Subtitles | إذا فشلت فستغرق في دماء الأبرياء |
Ve beynimin en karanlık, en korkunç noktasına çekiliyorum ve Boğulacak gibi oluyorum. | Open Subtitles | و يتم جذبي لأسفل و أسفل إلى أظلم و أحقر مكان في مخي و أشعر بالاختناق |
Lağımlar nihayet kuruduğunda tüm haşerat Boğulacak. | Open Subtitles | ..وعندما تفيض البالوعات في النهاية ..سوف تُغرق كل الهوام الساهرة |