Sanırım gidip kölenin boğuluşunu seyredeceğim. | Open Subtitles | أعتقد انني سأذهب وأري هذا العبد وهو يغرق |
Borden'di gördüğüm, Bay Angier'in boğuluşunu seyrediyordu. | Open Subtitles | لقد كان بوردن , يشاهد السيد انجيير و هو يغرق |
Aranızda bir insanın boğuluşunu izlemeyi kaldıramayacak biri varsa hemen salondan ayrılmalı. | Open Subtitles | اي من المشاهدين سيتضرر لرؤية إنسان يغرق عليه الخروج الآن |
Küçük kızıl cadı, yemin ederim ki, eğer direnmeyi kesmezsen, seni şu kuyudan aşağı fırlatır ve boğuluşunu izlerim. | Open Subtitles | MARY: أقسم، والقليل ساحرة والزنجبيل، و وسوف القاء بانخفاض لكم أن جيدا ومشاهدة لكم يغرق |
Ölmüştü. boğuluşunu seyrettik. Bu nasıl olabildi? | Open Subtitles | إنه ميت، وشاهدناه يغرق كيف حدث هذا؟ |
Arkadaşının boğuluşunu izlerken orada Copperfield'la birlikteydim. | Open Subtitles | كنت هناك مع (كوبرفيلد) رأيت صديقه يغرق |