boğuluyorlar, kendi kusmuklarını yutuyorlar, nefessiz kalıyorlar, kalp krizi geçiriyorlar. | TED | يختنقون من شفط الهواء و يتقيؤن ينعدم تنفسهم و يصابوا بسكتة قلبية |
Sonunda bir şey yakalıyorlar. Ama o kadar aç oluyorlar ki yerken boğuluyorlar. | Open Subtitles | لكنهمجياعحقاً، لدرجة أنهم يختنقون عندما يأكلون |
Kusuyor ve boğuluyorlar, her yer batıyor. | Open Subtitles | يختنقون ويصارعون قليلاً ويصبح فوضى عارمة |
Her tarafı kanlı yaşlı adamlar. Onlara asla dokunmadı, ama içinde boğuluyorlar. | Open Subtitles | المخلوق الذي حموه لم يتحرك عندما كانوا يغرقون |
rüzgarın kesilmesi ve akıntının gelmek üzere olması halinde kumullara ulaşıp hayatlarını kurtarmak için hala biraz enerjileri kalmış oluyor zira çok kolay boğuluyorlar. | TED | ويمكنهم إستخدام تلك الطاقة في حال توقفت الرياح والمد قادم، ولديها القليل من الطاقة لتصل إلى التلال وتنثذ حياتها، لأنهم يغرقون بسهولة |
Ne? boğuluyorlar mı yoksa? | Open Subtitles | آه ، هل هم يغرقون ؟ |
Rahl'ın buyrukları altında boğuluyorlar. | Open Subtitles | ."انهم يختنقون تحت مراسيم "رال |
- Nefes alamıyorum. - boğuluyorlar. | Open Subtitles | .لا أستطيع التنفس - .إنهم يختنقون - |
boğuluyorlar. | Open Subtitles | انهم يختنقون |
boğuluyorlar! | Open Subtitles | إنهم يغرقون |