| Şehir dışında olduğundan eminim. İlçenin yarısını boşalttılar. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنها خارج البلدة، لقد أخلوا نصف المقاطعة |
| Alanı burada, yer altında olan bir şey yüzünden boşalttılar. | Open Subtitles | لقد أخلوا المنطقة بسبب ما يوجد هنا تحت الأرض |
| Binamızı boşalttılar. | Open Subtitles | لقد أخلوا بنايتَنا |
| Ruslar ve Yankeeler çöplerini doğrudan çantanın içine boşalttılar. | Open Subtitles | كل من الروس والأمريكيين أفرغوا حاوياتهم مباشرة |
| Yüzme bilmediğim için havuzu boşalttılar. | Open Subtitles | أفرغوا الحوض لأني لست سباحا ماهرا |
| Getto'yu boşalttılar, artık orada kimse kalmadı. | Open Subtitles | أفرغوا الحي اليهودي. لا يوجد أحد باقى. |
| Andy'nin dolabını boşalttılar. | Open Subtitles | لقد أفرغوا خزانة اّندي |