Bilgi görüş alanı dışında ama hala kara deliğin gizemli boşluğunda var olabilir. | TED | فقد تنزوي المعلومات خارج المشهد، ولكنها تظل كامنة في الفراغ الملغز للثقب الأسود. |
"Buz her yerde ve her şeydedir, geometrik zorlukta, tezat beyazlığın... sınırları olmayan boşluğunda her yana yayılır. | Open Subtitles | الجليد في كل مكان وكل شيء. إنه ينتشر في أطراف الفراغ اللا محدود ببياض غريب في دقة هندسية |
Saf oksijen göğüs boşluğunda nasıl birikti? | Open Subtitles | كيف للأكسجين النقي أن يتراكم في تجويف الصدر؟ |
Boşaltılmış bir ameliyathane, karın boşluğunda bir bomba kayıp bir sağlık görevlisi, eliyle bombaya dokunan bir stajyer hayatları tehlikede dünyanın en iyi iki cerrahı içindeki bombayı çıkarmazsak her an kanaması başlayacak bir adam ve asistanım doğum sancısı çekiyor ve sen ıkınmamasını söylüyorsun. | Open Subtitles | تماخلاءغرفالعمليات, و هناك قنبلة في تجويف بطني مسعفةمفقودة, مستجدةيدهاعلىشئقدينفجر , و جرّاحان ممتازان في طريق الخطر |
Ama cesedin burun boşluğunda bulunan küçük tanımlanamayan objeyi hesaba katmıyor. | Open Subtitles | على اي حال, لا تفسر الجسم الصغير الغير معروف والذي وجد موضوعا في التجويف الانفي |
Ya uzay boşluğunda ölün ya da şiirimi nasıl bulduğunuzu söyleyin. | Open Subtitles | إما أن تموتوا فى فراغ الفضاء أو تخبرونى عن رأيكم فى شعرى |
Bunu görüyor musunuz, göğüs boşluğunda midenin yanında olanı? | Open Subtitles | , اترون هذا هذا الفراغ الصدري بجانب المعدة؟ |
Antarktika'nın uçsuz bucaksız dondurucu boşluğunda, araştırmacılar yakın zamanda tesadüfen | Open Subtitles | في الفراغ الواسع المتجمد من القارة القطبية الجنوبية, تعثر الباحثون مؤخرا عبر شظايا |
Kapıyı kapatırlar ve hepimiz uzayın karanlık, soğuk boşluğunda yok oluruz. | Open Subtitles | إذًا، سيغلقوا البوابة وسنُباد في الفراغ البارد والمُظلم من الفضاء. |
Calvin'in hava boşluğunda ve o sıcaklıkta hayatta kalabilmesi şaşkınlık verici. | Open Subtitles | قدرة كالفن على البقاء على قيد الحياة في ذلك الفراغ ودرجة الحرارة هذه أمر مدهش |
Herşeyin ölçülüp haritalandığı ve üzerinde çalışılabildiği bu bilgi çağında, hepinize şunu hatırlatmak isterim ki, buluşlar bilinmeyenin karanlık bir boşluğunda değil, yoğun verilerin beyaz gürültüsünde yapılır. | TED | وفي هذا العصر، حيث يبدو كل شيء مرسوماً ومُقاساً ومدروساً. في عصر المعلومات هذا، أُذكركم جميعاً ليست كل الإكتشافات تم صنعها من الفراغ الأسود للمجهول ولكن من الضجيج الأبيض للبيانات المكثفة العظيمة. |
Yaranın etrafındaki noktalanma vurulduğunu gösteriyor ama göğüs boşluğunda mermi yolu yok. | Open Subtitles | التنقيط حول الجرح يقول بأنه أصيب بعيار لكن لا يوجد إسقاط في تجويف الصدر |
2005 yılında, yumurtlamaya hazır, karın boşluğunda iki tane yumurta bulunan özel bir fosil bulundu. | Open Subtitles | في عام 2005، تمَّ العثور على أحفورة واحدة تحديداً تحتوي على بيضتين داخل تجويف الجسم، و جاهزتين للرقود عليهما |
Küçük periton boşluğunda kan var. | Open Subtitles | دم في الجراب الثربي هو تجويف يقع بداخل البطن |
Periton boşluğunda sıvı birikimi olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني وجود سوائل في التجويف البريتوني |
Onları ağız boşluğunda buldum, ama mide içeriğinde onlardan hiç yok. | Open Subtitles | وجدتها في التجويف الفموي لكن ليس في محتويات المعدة |
Ayrıca genzinde ve burun boşluğunda demir, manganez ve krom tozu vardı. | Open Subtitles | و كذلك كانت هناك بقايا من الحديد و المنجنيز و أيضاً الكروم بداخل حنجرتها و التجويف الأنفي |
Bu devasa makine, uzay boşluğunda çok ufak güçlü ama kırılgan. | Open Subtitles | هذة آلة ضخمة، صغيرة جدًا في فراغ الفضاء، قوية و لكنها هشة. |
Uzay boşluğunda, bir roket filosundan daha iyidir. | Open Subtitles | في فراغ الفضاء هذا أفضل من أسطول من الصواريخ |
Birçoğu müthiş bir bilgi boşluğunda yaşıyor. | TED | معظمهم يعملون في فراغ كامل للمعلومات. |
Karın boşluğunda iç kanama, ayrıca dalak yırtılması da olabilir. | Open Subtitles | حسناً ، لديّ "هوت بيلي" احتمال تمزق الطحال |
Karın boşluğunda idrar yapamamaktan dolayı önemli miktarda gaz var. | Open Subtitles | احتباس خطير للسوائل في تجويفه الباطني |
Kadifesinin boşluğunda bacaklarının arasında. | Open Subtitles | في ذاك التجويفِ المخمليِ ما بين فخذيْها |
Bu arada biri sorarsa asansör boşluğunda hep ağaç vardı. | Open Subtitles | بالمناسبة، إذا كان أي شخص يسأل، المصعد رمح كان دائما شجرة في ذلك. |