Buranın bodrumundaki en kötü suçluların bile avukatlarına erişim hakkı var. | Open Subtitles | حتى أسوء السجناء في قبو هذا المبنى يُسمح له بمقابلة مُحاميه |
Kulübün bodrumundaki hidrolik kaldırıcıdan bulaşan gres yağını arıyorduk. | Open Subtitles | كنا نبحث عن شحم من مصعد الضغط من قبو الملهى |
Bir işi yapmak için bir de Romen göçmenler vardı ve ... evin bodrumundaki önemsiz şeyleri alırken | Open Subtitles | وفي احد العقود جعلوه يعمل مع مهاجرين من رومانيا وكانوا ينظفون القمامة من قبو احد المباني |
Ortağım Richard'ların bodrumundaki gizli kamerayı bulduklarını söyledi. | Open Subtitles | شريكى أخبرنى أنهم وجدوا كاميرا مخفية فى سرداب ريتشارد |
Kilisenin bodrumundaki odasından çıkmıyormuş. | Open Subtitles | يرفض مغادرة غرفته في سرداب الكنيسة. |
Bir müzenin bodrumundaki ceset, pek de gizli saklı kalmaz. | Open Subtitles | ايجاد جثة في قبو المتحف ، ليست سرية تماما |
Evin bodrumundaki makinaya bağlı taşınabilir bir boruyla evinizin istediğiniz yerini süpürmenizi sağlıyor. | Open Subtitles | إنه يسمح لكِ بتنظيف السجاد في أى غرفة بمنزلك بإستخدام أنبوب محمول مُتصل بآلة في قبو المنزل |
Drake'i ve Vaughn'un bodrumundaki kaçırdığın zombileri kurtarana kadar hayatta kalmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نبقى أحياء لأطول مدة حتى ننقذ درايك و باقي الزومبي المختطفون، من قبو فون |
Chi Gam bodrumundaki süslü ışıkları tekmelemediğim zamanlarda , evet. | Open Subtitles | عندما لم اكن احتسي الجعة "في قبو "كاي غام |
- Çıtayı kesinlikle... bodrumundaki gizli oda seviyesine yükselttin ama, benim de oldukça güzel bir hediyem var. | Open Subtitles | -حسناً، من الواضح أنك رفعت مستوى المنافسة في غرفة سرّية في قبو منزلك، لكن يصدف أني أملك هدية جيدة جداً |
O gece virüse maruz kaldığını ve Max Rager'ın bodrumundaki tüpleri aldığından şüpheleniyoruz. | Open Subtitles | إننا نشتبه في أنه أصيب في نفس الليلة (وقد بدلّ الماسورات من قبو (ماكس رايجر |
Kaos Katili kurbanları Max Rager karargahının gizli bodrumundaki laboratuvarlarda tutulmuş ve Süper Max formülünün test edilmesi için kobay olarak kullanılmış. | Open Subtitles | ضحايا قاتل الفوضى كانوا محتجزين في قبو مختبر سري في المقر الرئيسي ل(ماكس رايجر)ا واستخدموا كخنازير غينية لإختبار صيغة (سوبر ماكس)ا |
Ağabeyim Max Rager bodrumundaki laboratuvarda çalışıyordu. | Open Subtitles | (عمل شقيقي في مخبر في قبو (ماكس رايجر |
Lodz'dan gelen Yahudilere soyunmaları emredilmiş ardından evin bodrumundaki bir koridordan geçirilerek bir rampanın sonundaki penceresiz küçük bir bölmeye tıkılmışlar sonra da kapılar, arkalarından gürültüyle kapanmıştı. | Open Subtitles | اليهود من "لودز" اُمروا بنزع ملابسهم ثمّ دُفعوا الى ممر في سرداب البيت الى سُلم ضيق يصعد إلى غرفة بلا نوافذ |