Aslında, buradayım çünkü bodrumunuzda feminist tarihin mihenk taşlarından biri var. | Open Subtitles | في الواقع، نحن هنا لأجل قبوك هو موطن لمعلم تاريخي أنثوي |
bodrumunuzda bir torba alkalik çözelti gördüm, yarısı boştu. | Open Subtitles | ثمّة حقيبة من غسول قلويّ في قبوك وقد اُستخدم نصفها |
Ve garanti ediyorum, 100 örümcek ağından geçtikten sonra temel insani davranışınız mağara adamı tepkileriniz değişecektir ve örümcek ağından endişe etmeden gündüz parkta yürüyebileceksiniz ya da büyükannenizin çatı arasında, kendi bodrumunuzda... | TED | وأنا أضمن لك إذا سرت في 100 شبكة عنكبوت ستغير تصرفك الإنساني الأساسي، ردة فعلك البدائية، والآن سيكون بمقدورك السير في المنتزه في الصباح غير مهتما بشبكة العناكب - وتستطيع أن تدخل علية جدتك أو أي مكان في قبوك. |
Çok önemli olabilecek bir kanıt sizin bodrumunuzda bulundu. | Open Subtitles | قطعة أدلة مُحتمل بشكل حاسم أنّه قد وجدت في طابقكم الأرضي. |
Elimizde, bodrumunuzda bulduğumuz, Suderman'ın cinayetiyle ilgili olabilecek bir kanıt var. | Open Subtitles | أتعلم، لدينا قطعة من الأدلة تمّ أخذها من طابقكم الأرضي يمكن أن تكون مُتصلة بمقتل (سوديرمان). |