bombalamaya gelmişler gibi görünsün. | Open Subtitles | اجعل الأمر يبدو وكأنهم حاولوا تفجير القاعدة |
Biliyorlar ki kiliseleri bombalamaya başlarlarsa, halk galeyana gelir. | Open Subtitles | اذا حاولوا تفجير الكنائس, سوف يثار الرأي العام بما فيه الكفاية |
Dostum, bahse girerim, biz bombalamaya başlar başlamaz bu zengin hacılar uçağa atlayıp Albany'ye gider ve bir taksi satın alır. | Open Subtitles | يا رجل ، أنا راهنتك حالما بدأنا القصف هذه الغنية حصلت على تذكرة الطائرة ليصبح سخيف ألباني و اشترى سيارة أجرة |
Onun bombalamaya karşı öldüğünü söylüyor, sen sağlam değildin ve o seni çocukk eldivenleriyle incelemek zorunda. | Open Subtitles | مدعياً أنه كان ضد القصف تماماً وأنك كنت غير مستقر، وأنه كان مضطراً للتعامل معك كما يتعامل مع طفل |
Cholo "Green" i bombalamaya kalktığında o insanlara ne olacağını sanıyorsun? Tamam. | Open Subtitles | ماذا تعتدقدين سوف يصيبهم أذا شولو قصف المدينة |
Zekâsını ve kaynaklarını bina bombalamaya harcayan bir adam oyumu alamaz. | Open Subtitles | الرجل الذي يستخدم ذكائه ومصادره لتفجير مبني.. |
bombalamaya çıkanın, bombalanma zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت ليصبح القاصف معرضاً للقصف |
Küçük Kuşlar bombalamaya başlasın ve bütün gece devam etsin. | Open Subtitles | أجعل الطائرات الصغيرة تقصف الممرات وأبقهم طوال الليل |
Amerika Afganistan'ı bombalamaya başladı | Open Subtitles | بدأت الولايات المتحدة بقصف أفغانستان |
Londra'yı bombalamaya çalışan adam. Mahkemeye çıkmalı ve ceza almalı. | Open Subtitles | هذا الرجل كان ينوي تفجير لندن يجب أن تتم محاكمته و إصدار حكم بحقه |
Bay Redding'in alışveriş merkezini bombalamaya çalışması çok kötü bir olaydı. | Open Subtitles | حدث ذلك حينما حاول ذلك السيد البشع السيد ريدينغ تفجير المجمع التجاري |
1994'teki bombalamaya karışmış beş kişi vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك 5 اشخاص مُتورطون في تفجير 1994 |
İstanbul'da otel bombalamaya ek olarak Tahran, Doha ve Beyrut'daki intihar saldırılarının da sorumlusu o. | Open Subtitles | بالإضافة إلى تفجير فندق اسطنبول انه مسؤول عن الهجمات الإنتحارية في طهران, الدوحه وبيروت |
Ve sizde hiçbir şey yapmayın diyorsunuz.Hayır ,efendim,bombalamaya devam edin. | Open Subtitles | -ذلك ما تشير به -لا يا سيدي. ولكن الاستمرار في القصف ... |
bombalamaya ara verildi. | Open Subtitles | فقد أوشك القصف على الإنتهاء. |
Topçu birliği, ıslak bombalamaya başlayın! | Open Subtitles | المدفعية، ابدأو القصف الشامل! |
Onlara karşı en iyi şekilde mücadele verdik ama koloniyi bombalamaya ve masum insanları öldürmeye başladıklarında yapabileceğim bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لقد قاتلناهم بأفضل ما نستطيع و لكن بمجرّد أن بدءوا قصف المُستعمرة و قتل الأبرياء |
Ordu, yaratığı bombalamaya başladı ve biz de ortasında kaldık. | Open Subtitles | الجيش بدأ في قصف المخلوق بالقنابل ونحنعالقونفي المنتصف! |
O iki üç saatte Halifeliğin uçaksavarlarını etkisiz hale getirebilirsek fırtına dindiği an oraya birlik ve ekipman taşıyıp yerdeki güçlerimizi desteklemek için bombalamaya başlayabiliriz. | Open Subtitles | خلال تلك الساعتين أو الثلاث، إن استطعنا انتزاع القدرة المضادة للطائرات الخاصة بجيش الخلافة في اللحظة التي تنجلي فيها العاصفة، يمكننا أن نحلق في قوات ومعدات ونبدأ عمليات قصف لدعم قواتنا البرية |
Yarısı geri dönmeyecek onların. Düşman şehrini bombalamaya gidiyorlar. | Open Subtitles | .إنهم ذاهبون لتفجير مدن العدو .أغلبهم لن يعود أبداً |
Seni havaya uçuracağım. Bu ülkeyi bombalamaya geldim. | Open Subtitles | سوفأفجرك لقد جئت لتفجير هذه البلاد |
Ama yarın bombalamaya başlayacaklar. | Open Subtitles | لكن لا نزال سنتعرض للقصف بالقنابل غداً |
Al-kesh'ler geçit etrafını bombalamaya devam ediyorlar. | Open Subtitles | ألكاش مازالت تقصف المنطقة حول البوابة |
Ordu, yaratığı bombalamaya başladı ve biz de ortasında kaldık. | Open Subtitles | الجيش بدأ بقصف المخلوق وحوصرنا في الوسط |