| Bu benim iyi bir arkadaşım ve meslektaşım Hakim Brian Bowen. | TED | ها هو صديقي وزميلي الجيد القاضي بريان بوين. |
| Hakim Bowen, sistemin herkes yararına çalışmasını sağlamak için görev yapıyor ve bu programı duyduğunda mükemmel uyumu gördü. | TED | الآن، وبالفعل كان القاضي بوين مهمته أن يجعل النظام يعمل للجميع، وعندما سمع بهذا البرنامج رآه مناسبًا تمامًا. |
| Hakim Bowen sistem aracılığıyla ve biraz daha fazla destekle sonunda insanları sistem dışındaki ikinci kategoriye, yani çıldırtan kategoriye taşıyabileceğimize inanıyor. | TED | ويؤمن القاضي بوين أنه ببعض الدعم، يمكننا نقل الناس من هذا النوع، النوع المثير للغضب، خارج النظام كليًا. |
| Bayan Bowen gibi yetenekli birisi bunlardan biriyle uğraşabilir. | Open Subtitles | لأن أي واحدة من هذه الرياضات ستستفيد من خبرة الأنسة بون |
| Ailesiyle olan ilişkilerini düzeltiyor ve daha geçen ay Hakim Bowen gaziler mahkemesinden mezun oldu. | TED | وبدأ يستعيد علاقاته مع عائلته، وفي الشهر الماضي، تخرج من محكمة القاضي بوين. |
| Sadece seni savaşırken görmek için, Bowen. | Open Subtitles | بلى, أتمنى ذلك حتى أراك وأرى منازلتك على الطبيعة, بوين |
| Şey, aslında ikincisinin öldürücü bir darbesini görmedim ama Bowen burada olduğuna göre kazanmış olmalı. | Open Subtitles | حسنا, صحيح أننى لم أشهد مقتل التنين الثانى ولكن بما أن بوين هنا فهذا يعنى أنه أنتصر عليه |
| Seni bekliyordum, Bowen ve gelinim. | Open Subtitles | لقد توقعت مقابلتك, بوين ومع عروسى القادمة أيضا |
| Bowen ve Kara insanlara adalet ve kardeşlik içinde önderlik ettiler. | Open Subtitles | قاد بوين وكارا الشعب فى عهد العدالة والرخاء |
| Sadece seni savaşırken görmek için, Bowen. | Open Subtitles | بلى, أتمنى ذلك حتى أراك وأرى منازلتك على الطبيعة, بوين |
| Şey, aslında ikincisinin öldürücü bir darbesini görmedim ama Bowen burada olduğuna göre kazanmış olmalı. | Open Subtitles | حسنا, صحيح أننى لم أشهد مقتل التنين الثانى ولكن بما أن بوين هنا فهذا يعنى أنه أنتصر عليه |
| Seni bekliyordum, Bowen ve gelinim. | Open Subtitles | لقد توقعت مقابلتك, بوين ومع عروسى القادمة أيضا |
| Bowen ve Kara insanlara adalet ve kardeşlik içinde önderlik ettiler. | Open Subtitles | قاد بوين وكارا الشعب فى عهد العدالة والرخاء |
| Görünüşe göre Bowen kendi kafasına göre hareket eden biriymiş. | Open Subtitles | . يبدوا بأن " بوين " يتبع في طريقه الخاص |
| Bowen temiz, Bill Tanrı aşkına, o bir öğretmen. | Open Subtitles | هل تسمعني ؟ بوين نظيف , بيل. وأستاذ لتعليم الابتدائي |
| Nasıl kaçmış? Bowen'in bisküvi fabrikasındayken sigara molası vermiş. Ben Ilinka, yardım edin! | Open Subtitles | كيف هربت؟ كان لديها وقت راحة في مصنع بوين للبسكويت |
| Daha fazla hapis cezası vermek yerine, Hakim Bowen ona haritalar, kontrol listeleri, broşürler vererek eve yollayıp mesleki rehabilitasyon ile bu terapiler için esnek bir program tavsiye etti. | TED | وبدلًا من إرساله للسجن لمدة أطول، أرسله القاضي بوين للمنزل بخرائط وقوائم ومذكرات ووصى بتأهيله المهني مع جعل جدوله مرناً وقابلاً للتغيير. |
| Bu tip konuşmalara dikkat etseniz iyi olur, Bayan Bowen. | Open Subtitles | أفضل أن أشاهد هذا الأسلوب في الحديث يا آنسة (بون) |
| Ben birini arıyorum, Maddy Bowen adlı bir Amerikalı'yı. | Open Subtitles | أنا أبحث عن شخص ما انها أمريكية واسمها (مادي بون) |
| Doktor Bowen, lütfen! | Open Subtitles | دكتور براون ، من فضلك دكتور براون |
| Sanırım Bayan Bowen'a bir hediye almam lazım. | Open Subtitles | صرخت.. من المرجح انه يجب علي ان ابتاع هدية للسيدة "باون" حسنا، كلما تحدثت اقل .. |