Kaç tane kurbanın boynuzları olur, gözleri bağlanır sırtlarına semboller çizilir? | Open Subtitles | كم واحدة منهن لريها قرون معصوبة العينين رموز مرسومة خلف ظهورهم |
boynuzları, uzun dişleri, çapraz gözleri ve örgülü saçları var. | TED | لديه قرون وناب وأحول العينين، مُضفر الشعر. |
Tankın önüne gittim ve gözlerini dikmiş bana bakıyor. Gözlerinin üzerinden çıkan minik boynuzları var. | TED | توجهت لمقدمة الحوض, وهو هناك ينظر إلي كان لديه قرون صغيرة تخرج عند عينيه |
Erkek böcekler, bu kınkanatlı boynuzları gibi silahlarıyla rekabet ediyor. | TED | بالفعل، تتنافس الذكور بالأسلحة، مثل القرون في هذه الخنافس. |
Bu mezbahada, damgalanmış ve boynuzları sökülmüş sığır ahıra getirilmiş. | Open Subtitles | في هذا المسلخ، يتم جلب الماشية المعلمة تجاريا والمنزوعة القرون الى المربط. |
Bu iki canavarın sanki boynuzları parlıyor. | Open Subtitles | فَهَذان الوَحشان لديهما قروناً سريعة كالبرق |
Ordu değerli gergedan boynuzları ve fildişi için avlandı. | TED | وقد قام الجيش بالصيد من أجل قرون وحيد القرن القيمة والأنياب. |
Çatal boynuzları şu ufaklığa yapıştıramıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الحصول على قرون صقها على هذا الرجل قليلا . حاولنا كريزي الغراء ، لكنها لا تعمل. |
Tam isabet! boynuzları var! Yani gerçek bir Vikingli, aynı benim gibi! | Open Subtitles | إنه كذلك، إن له قرون كفايكينج حقيقي مثلي أنا |
Erkeklerin gür ormanda hareketlerini yavaşlatacak gösterişli boynuzları yerine kısa dişleri vardır. | Open Subtitles | للذكور أنياب قصيرة بدلاً من قرون شتوية التي قد تُعوّق حركتهم خلال الغابة الكثيفة |
Karartılmış bir dişi ve şeytan boynuzları olmadan daha iyi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أفضل بكثير من غير الأسنان السوداء و قرون الشيطان |
Evet, eğer tavuğumun boynuzları olsaydı benim öküzüm olabilirdi. | Open Subtitles | نعم, حسنا, إذا كان لدجاجتي قرون ستكون ثوري الياك |
Tacının altında boynuzları, hoş cübbesinin altında toynakları vardı. | Open Subtitles | وتحت تاجه قرون وتحت ثيابه الجميلة حوافر دامية. |
Failin kırmızı boynuzları olduğunu söyleyen bu evsiz adam dışında görgü tanığı yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شهود إستثناء لرجل متشرد أقسم أن البريب لديه قرون. |
Başının arkasında boynuzları vardı. Kertenkele gibi bir şeydi. | Open Subtitles | لديه قرون في خلفية رأسه مثل السحلية أو شيء ما |
- Evet ama boynuzları yüzünden.. boynuzları pek sevmem.. | Open Subtitles | أجل، ولكن مشكلتي في القرون أنا أكره القرون |
boynuzları kesip çıkaracağım ve kafatasındaki enfeksiyonu kazıyacağım. | Open Subtitles | حسناً سأقوم بقصِّ القرون و سأستأصل العدوى من جمجمته |
Bir filden daha büyük ve o boynuzları mızrak gibi. | Open Subtitles | إنَّهُ أضخم من الفيل وهذهِ القرون, إنها كالرماح |
Şu boynuzları olan kadını mı anlatayım? | Open Subtitles | تريديني أن أخبرك عن تلك المرأة ذات القرون ؟ |
Bekle bir saniye şeytanların artık boynuzları mı var? | Open Subtitles | مهلاً لحظة، باتت الشياطين تملك قروناً الآن؟ |
Bu taçla süslenmiş ve kutsanmış olan bu alın, her iki Ahit'in boynuzları ile silahlanmış olan bu alın... gerçeğin düşmanlarına, ürkütücü gözükecektir. | Open Subtitles | التي تتزين بها هذه الجبهة، لرأس مسلح بقرون الاعتصام بكلا العهدين، ليغدو مخيفـًا لأعداء الحقيقة |
Ne demek istiyorsun? boynuzları, kuyruğu var mı... | Open Subtitles | أتعنين إن كان له قرنين و ذيل , شيء كهذا؟ |
Dişleri ve boynuzları büyümeden önce ayırt edilmesi zordur. | Open Subtitles | يصعب التعرف عليهم قبل نمو أسنانهم و قرونهم الضخمة |
Sonunda boynuzları bağrıma bastım. | Open Subtitles | بالنهاية، اعتنقتُ القرنان |