Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. | Open Subtitles | ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل تملأ رأسه بالهراء وما زالت تعمل بشكل جيد |
Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor. | Open Subtitles | ـ كلا لكني أسمع أنه فظيع ثم تقضي السنين محاولا إفساد وتضليل هذا الطفل |
bir yanım, benim keyfimi bozmaya çalıştığını ve sadece laf olsun diye tartıştığını düşündü. | Open Subtitles | جزء مني أحسّ أنكِ كنتِ تشتكين لمُجرّد الشكوى وحسب، تحاولين إفساد مُتعتي |
Eger beni tuttuysan Tasha, ben bu evlilik anlasmasini bozmaya çalisacagim. | Open Subtitles | إذا قمتى بتوظيفى تاشا سأحاول العمل لكسر إتفاق ما قبل الزواج |
Eğer beni tuttuysan Tasha, ben bu evlilik anlaşmasını bozmaya çalışacağım. | Open Subtitles | إذا قمتى بتوظيفى تاشا سأحاول العمل لكسر إتفاق ما قبل الزواج |
Ve bir kargaşa çıkarsa birisi krallığımızı bozmaya cüret ederse bırak bana hesap versinler. | Open Subtitles | إن قام أي ثوران، إن تجاسر أحد على زعزعة مملكتنا فدع عقابهم لي. |
Büyünün, insanların en şereflisini bile bozmaya yetecek kadar gücü var işte. | Open Subtitles | السحر لديه القوة على إفساد حتى أكثر الرجال شرفاً |
Neden kasten iç huzurumu bozmaya çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تتعمد دائماً إفساد راحة بالي ؟ |
Babası benim babamı kazıkladı ve şimdi de bizi bozmaya çalışıyor. | Open Subtitles | والده طرد أبي، إنه يحاول إفساد علاقتنا |
Sanırım anlaşmayı bozmaya çalışıyor. Saat işliyor. | Open Subtitles | أظنها تحاول إفساد الصفقة الساعة تدق |
25 yıllık evlilikten sonra bizi bozmaya çalışma. | Open Subtitles | لا تحاولي إفساد الأمر بعد 25 سنة زواج |
Gösterimi bozmaya çalıştı. | Open Subtitles | إنّه يُحاول إفساد فقرتي المسرحيّة. |
İlişkilerini bozmaya çalışan bendim. | Open Subtitles | و كنت الشخص الذي حاول إفساد علاقتهما |
Sanırım, işleri bozmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول إفساد الأمر كما أعتقد |
Partimizi bozmaya mı çalıyorsun? | Open Subtitles | تحاولين إفساد الحفلة؟ |
Bana Queens Boulevard'ı bozmaya çalışmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أتخبرني وجهاً لوجه، رجل لرجل -أنك لا تحاول إفساد (كوينز بولفارد)؟ |
Kendi kurallarımı bozmaya hazırım. | Open Subtitles | أنا على إستعداد لكسر قاعدتي الوحيدة |
Paralı askerler Süvari'nin yerini biliyorsa büyüyü bozmaya çalışacaklardır. | Open Subtitles | لو كان "السفاحون" يعرفون بمكان "الفارس"، فبإمكانهم استخدام الوعاء لكسر التعويذة. |
Eğer bizim yakasızı birlik beraberliği bozmaya ikna eden sen değilsen öyleyse Kara Dul neyin peşindeydi? | Open Subtitles | إذا لم تكن الشخص الذي يُقنع (لا-رقبة) لكسر الصفوف، إذا ماذا كانت تفعل (ويدو)؟ |
"Dengemi bozmaya çalışıyor." "Ona hayır diyecek kadar güçlü olmadığımı gösteriyor." | Open Subtitles | "يحاول زعزعة توازني، ويظهر بأنّي لا أملك أيّ قدرة لأقول "لا" له" |
Ceres'teki dengeyi bozmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | " إنهم يُحاولون زعزعة إستقرار " سيريس |
Huzurumuzu bozmaya kalkacaklardır. | Open Subtitles | سيحاولون زعزعة سلامنا. |