Buna karşın Yarbay'ın babasının çok ender görülen bir karaciğer bozukluğundan öldüğünü gördüm. | Open Subtitles | على أيّة حال، وجدت أن والد القائد قد توفي من إضطراب كبد وراثي نادر. |
Bir çeşit travma sonrası psikoloji bozukluğundan cinayet-intihara teşebbüs mü? | Open Subtitles | أكانت محاولة انتحار نتيجة إضطراب ما بعد الصدمة؟ |
Akut ilüzyon bozukluğundan muzdarip. - Şu an nerede? | Open Subtitles | انه يعاني من إضطراب التوهم الحاد |
Roman'ın tepkisi, aşırı antisosyal kişilik bozukluğundan acı çektiğini gösteriyor. | Open Subtitles | إستجابة (رومان) تُوضح أنه يعاني من إضطراب إجتماعي شديد بالشخصية |
Kişilik bozukluğundan kaçınma. | Open Subtitles | تفادي إضطراب الشخصية. |
Roman'ın bu tepkisi ileri düzey antisosyal kişilik bozukluğundan müzdarip olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | إستجابة (رومان) تُوضح أنه يُعاني من إضطراب في الشخصية مُعادي للمجتمع بشكل خطير |