"bozuyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يفسد
        
    • تفسد
        
    • يثير
        
    • يشوش
        
    • تعرقل
        
    • تثير
        
    • تشوش
        
    • تعطل
        
    • يغضبني
        
    • يفسدون
        
    Doğrudur, bazıları kondom kullanmak istemiyor çünkü. Hissetmeyi bozuyor diyorlar. Open Subtitles بعضهم لم يكن يرتدي الواقيات، إنهم يقولون إنه يفسد الاستمتاع
    Virüs kişiliği bozuyor ve vücutta düzensiz değişim meydana getiriyor. Open Subtitles هذا الفيروس سوف يفسد دماغك و سيمر جسدك بتغييرات غير معتادة
    Kart okuyucularını bozuyor. - Bir saniye. Open Subtitles للهواتف الخلوية إنها تفسد قاريء البطاقات
    - Sinirlerimi bozuyor. - Biliyorum, ama bu beni rahatlatıyor. Open Subtitles ـ إنه يثير أعصابي ـ أعرف ، لكنه يبقيني هادئاً
    Bir şey benim aldığım bütün sinyalleri bozuyor gibi. Open Subtitles يبدوا أن شيء ما يشوش الإشارة التي ألتقطها
    Zaten bildiğin şeyi sana söylemeye çalıştım. O hayatta kalarak doğal dengeyi bozuyor. Open Subtitles لقد حاولت أن أخبرك بما تعرفه الآن إنها تعرقل النظام الطبيعي ببقائها حية
    Pencereyi kapatmanı istesem? Sokağın sesi çok sinirimi bozuyor. Open Subtitles هلا أغلقت النافذة ضوضاء الشارع تثير الأعصاب
    Bu durum üreme sisteminin düzenini bozuyor ve zamanından önce çalışmaya başlıyor. Open Subtitles سبب تشوش جهازها التناسلي و يبدأ بالعمل مبكراً
    Sanırım kalın taş duvarlar sinyali bozuyor. Open Subtitles وأعتقد بأن الجدران الحجرية السميكة تعطل الاشاره
    - Yapamıyorum ki. İsim her şeyi bozuyor. Konulan ismin bir anlamı olmalı. Open Subtitles لا يسعني، هذا يفسد كل شيء يجب أن يكون للاسم معنى
    Sadece karanlığı bozuyor. TED ان الضوء اليوم .. يفسد فقط الظلام.
    - Mike eğlencenizi bozuyor olabilir. Open Subtitles -ربما أن " مايك " يفسد بعض مرحك -مايك " ؟ "
    Yalnız yaşamak kadınlara karşı duruşunu bozuyor ve seni tuhaflaştırıyor. Open Subtitles حسنا ؟ العيشة لوحدك تفسد حياتك وتجعلك غريباً
    Onca turne ve albüm müziğin saflığını bozuyor. Open Subtitles ..كل أمور الجولات الموسيقية والألبومات تفسد نقاء الصوت
    MALİ SORUŞTURMA AÇILIYOR Globodyne gibi şirk etler Amerikan rüyasını bozuyor. Open Subtitles أنا أعتقد إن شركة مثل "جلوب داين" تفسد الحلم الأمريكي،
    Affedersin ama yanağındaki kirpik asabımı bozuyor. Open Subtitles أنا آسفة، لكن هذا يثير جنوني لديك رمش على وجهك
    Bak, bu suçluları anlama zımbırtın sinirlerimi bozuyor. Open Subtitles أنظر، أمر فهم المجرمين هذا بدأ يثير غضبي
    Bu lanetli kahrolasıca kedi sinirlerimi bozuyor. Open Subtitles اللعنة، القط الملعون يثير أعصابي
    Walter, çocuk televizyonu bozuyor. Open Subtitles والتر، إن الفتى يشوش على التلفزيون.
    Kötü koku silahlarımızın içindeki entegre devreleri bozuyor! Open Subtitles الغاز النتن يشوش على الدوائر المدمجة ! في أسلحتنا
    Bu planlarını falan mı bozuyor? Open Subtitles أهي تعرقل مشاريعك ؟
    Kes şunu, sinirlerimi bozuyor. Sun-hwa ile kavga mı ettiniz? Open Subtitles كف عن ذلك، إنك تثير أعصابي هل حدث شئ ما ل(سون-هوا) خلال اجازتك؟
    Goa'uld'ların halka taşıyıcılarındaki gibi iletişim ve uzaktan kumandaların frekanslarını bozuyor. Open Subtitles إنّها تشوش على ترددات (الغواؤولد) التي يستعملونها للإتصال والتحكم عن بعد بالأطباق الناقلة
    O düzeni bozuyor ve onun küçük kırmızı başlıklı arkadaşı. Open Subtitles انها تعطل هذا الامر بفع بعض المقنعين ؟
    Noel'un sana yaptığı çok yanlıştı ve her şeyi düzeltmek için bu kadar çok çabalaman cidden sinirlerimi bozuyor. Open Subtitles حقيقة أنكِ تعملين جاهدة لجعله صحيحاً يغضبني حقاً.
    Sydney ve onun ahmak arkadaşları planlarımızı bozuyor. Open Subtitles سيدني واصدقائها الاغبياء يفسدون خططنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more