Doğrudur, bazıları kondom kullanmak istemiyor çünkü. Hissetmeyi bozuyor diyorlar. | Open Subtitles | بعضهم لم يكن يرتدي الواقيات، إنهم يقولون إنه يفسد الاستمتاع |
Virüs kişiliği bozuyor ve vücutta düzensiz değişim meydana getiriyor. | Open Subtitles | هذا الفيروس سوف يفسد دماغك و سيمر جسدك بتغييرات غير معتادة |
Kart okuyucularını bozuyor. - Bir saniye. | Open Subtitles | للهواتف الخلوية إنها تفسد قاريء البطاقات |
- Sinirlerimi bozuyor. - Biliyorum, ama bu beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | ـ إنه يثير أعصابي ـ أعرف ، لكنه يبقيني هادئاً |
Bir şey benim aldığım bütün sinyalleri bozuyor gibi. | Open Subtitles | يبدوا أن شيء ما يشوش الإشارة التي ألتقطها |
Zaten bildiğin şeyi sana söylemeye çalıştım. O hayatta kalarak doğal dengeyi bozuyor. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أخبرك بما تعرفه الآن إنها تعرقل النظام الطبيعي ببقائها حية |
Pencereyi kapatmanı istesem? Sokağın sesi çok sinirimi bozuyor. | Open Subtitles | هلا أغلقت النافذة ضوضاء الشارع تثير الأعصاب |
Bu durum üreme sisteminin düzenini bozuyor ve zamanından önce çalışmaya başlıyor. | Open Subtitles | سبب تشوش جهازها التناسلي و يبدأ بالعمل مبكراً |
Sanırım kalın taş duvarlar sinyali bozuyor. | Open Subtitles | وأعتقد بأن الجدران الحجرية السميكة تعطل الاشاره |
- Yapamıyorum ki. İsim her şeyi bozuyor. Konulan ismin bir anlamı olmalı. | Open Subtitles | لا يسعني، هذا يفسد كل شيء يجب أن يكون للاسم معنى |
Sadece karanlığı bozuyor. | TED | ان الضوء اليوم .. يفسد فقط الظلام. |
- Mike eğlencenizi bozuyor olabilir. | Open Subtitles | -ربما أن " مايك " يفسد بعض مرحك -مايك " ؟ " |
Yalnız yaşamak kadınlara karşı duruşunu bozuyor ve seni tuhaflaştırıyor. | Open Subtitles | حسنا ؟ العيشة لوحدك تفسد حياتك وتجعلك غريباً |
Onca turne ve albüm müziğin saflığını bozuyor. | Open Subtitles | ..كل أمور الجولات الموسيقية والألبومات تفسد نقاء الصوت |
MALİ SORUŞTURMA AÇILIYOR Globodyne gibi şirk etler Amerikan rüyasını bozuyor. | Open Subtitles | أنا أعتقد إن شركة مثل "جلوب داين" تفسد الحلم الأمريكي، |
Affedersin ama yanağındaki kirpik asabımı bozuyor. | Open Subtitles | أنا آسفة، لكن هذا يثير جنوني لديك رمش على وجهك |
Bak, bu suçluları anlama zımbırtın sinirlerimi bozuyor. | Open Subtitles | أنظر، أمر فهم المجرمين هذا بدأ يثير غضبي |
Bu lanetli kahrolasıca kedi sinirlerimi bozuyor. | Open Subtitles | اللعنة، القط الملعون يثير أعصابي |
Walter, çocuk televizyonu bozuyor. | Open Subtitles | والتر، إن الفتى يشوش على التلفزيون. |
Kötü koku silahlarımızın içindeki entegre devreleri bozuyor! | Open Subtitles | الغاز النتن يشوش على الدوائر المدمجة ! في أسلحتنا |
Bu planlarını falan mı bozuyor? | Open Subtitles | أهي تعرقل مشاريعك ؟ |
Kes şunu, sinirlerimi bozuyor. Sun-hwa ile kavga mı ettiniz? | Open Subtitles | كف عن ذلك، إنك تثير أعصابي هل حدث شئ ما ل(سون-هوا) خلال اجازتك؟ |
Goa'uld'ların halka taşıyıcılarındaki gibi iletişim ve uzaktan kumandaların frekanslarını bozuyor. | Open Subtitles | إنّها تشوش على ترددات (الغواؤولد) التي يستعملونها للإتصال والتحكم عن بعد بالأطباق الناقلة |
O düzeni bozuyor ve onun küçük kırmızı başlıklı arkadaşı. | Open Subtitles | انها تعطل هذا الامر بفع بعض المقنعين ؟ |
Noel'un sana yaptığı çok yanlıştı ve her şeyi düzeltmek için bu kadar çok çabalaman cidden sinirlerimi bozuyor. | Open Subtitles | حقيقة أنكِ تعملين جاهدة لجعله صحيحاً يغضبني حقاً. |
Sydney ve onun ahmak arkadaşları planlarımızı bozuyor. | Open Subtitles | سيدني واصدقائها الاغبياء يفسدون خططنا |