Kitle iletişim araçları, Braddock'un siyah olduğu gerçeğini es geçmektedir. | TED | تناست وسائل الإعلام حقيقة أن برادوك أغلب سكانها من السود. |
Ama sana söylememi istedi, eğer Braddock itirafta bulunursa... sana verecekmiş. | Open Subtitles | لكنه طلب مني أن أخبرك أنه لو اعترف برادوك سيعطيه لك |
Albay Braddock... üstlerimle konuştum ve salıverilmeniz konusunda anlaştım... tek gereken sadece bir kez itirafını filme almamıza izin vermen. | Open Subtitles | أيها الكولونيل برادوك لقد تحدثت إلى رؤسائي و رتبت لاطلاق سراحك لو سمحت لنا فقط بتصوير اعترافك مرة واحدة فحسب |
Cassius Clay, Corbett, Tunney ve Braddock ile birlikte rekorlar kitabına, ağırsıklet tarihinin en büyük dramalarından birini yaşatarak geçiyor. | Open Subtitles | كاسيوس كلاي يذهب الى دفتر مع كوربيت ، وتوني برادوك ، تحقيق مفاجأة كبيرة قبالة آخر وزن الثقيل في التاريخ. |
Endüstriyel bir banliyö olan Braddock Andrew Carnegie'nin ilk çelik fabrikası Edgar Thomson Work'e ev sahipliği yapmaktadır. | TED | تعتبر برادوك الضاحية الصناعية وهي موطن أول مصنع للفولاذ لأندرو كارنيجي، مصانع إدغار طومسن. |
Braddock' un geleneği ve büyük anlatısı işçi sendikaları ve sanayici hikayelerinden oluşmaktadır. | TED | تتكون معظم الحكايات المهمة والتقليدية في برادوك من قصص عن أرباب الصناعة ونقابات العمال. |
Braddock Amerikalı tutsakların Vietnam'daki en açık sözlü savunucularından biri olmuştur. | Open Subtitles | برادوك هو احد انصار هذه الفرضية ان الاسرى الاميركان لا زالوا محتجزين في فيتنام حتى اليوم |
Heyet, Braddock'un yeteneklerini arttıracağını ummuştu. | Open Subtitles | و قد تمنى اعضاء الوفد وجود برادوك معهم لان وجوده سيقوي موقفهم في المفاوضات |
Buda, Albay Braddock mu - Bizim kanıtımız olacak? | Open Subtitles | اليس لدى الكولونيل برادوك ادلة دامغة كما يقول |
Senatör Porter, hükümetim adına söylüyorum ki hepimiz Albay Braddock'un neden burada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | سيناتور بورتر, نحن جميعنا نعرف ان سبب حضور الكولونيل برادوك الوحيد هو محاولة ارباك الحكومة الفينامية |
Buradaki insanların Albay Braddock'un Vietnam'da savaş suçu işlediğine dair kanıtları var. | Open Subtitles | هؤلاء الناس هم شهود عيان على بعض جرائم الحرب التي ارتكبها الكولونيل برادوك ضد الشعب الفيتنامي |
Albay Braddock... savaş sırasında başınıza ... 5,000 Amerikan doları koyulduğu doğru mu? | Open Subtitles | كولونيل برادوك, اليس صحيح انه خلال الحرب كان هناك مبلغ 5000 دولار لمن ياتي براسك |
Albay Braddock'un nedenleri vardı! | Open Subtitles | هي السبب الحقيقي وراء سجن الكولونيل برادوك هنا |
Albay Braddock, sizinle konuşmalıyım. | Open Subtitles | أيها الكولونيل برادوك, أريد أن أتحدث إليك |
Braddock'ın tek yapması gereken anlamsız bir savaş suçunu itiraf etmek. | Open Subtitles | أقول إن كل ما على برادوك فعله هو الإعتراف بجريمة حرب حقيرة |
Başından beri istediği Braddock'ın itirafı. | Open Subtitles | إنما هو اعتراف برادوك الذي طالما رغب فيه |
Yin Braddock'ı konuşturmayı başarırsa, bu hepimizin ölümü demektir. | Open Subtitles | لو نجح ين في كسر شوكة برادوك, سنقتل جميعا |
Albay Braddock... bunu söylemek zorunda kalmak istemezdim ama bilsen iyi olur. | Open Subtitles | أيها الكولونيل برادوك لم اكن اود ان اضطر لاخبارك بهذا الامر, لكن ربما يجب ان تعلم |
Çünkü Albay Braddock'ın... düşünme şeklini tanıyan bir tek ben kaldım. | Open Subtitles | السبب هو أنني الوحيد المتبقي الذي يعلم حقا كيف يفكر الكولونيل برادوك |
İnmemizden hemen sonra Braddock acemilerle eğlence merkezi RecFac'e gideceğini söylemişti. | Open Subtitles | بناء علي ما اخبرني به الرئيس برادوك مباشرة بعد ان وصلنا الوادي المشرق هي والمجندين توجها الي ملاهي التسليه |