"bradstone" - Translation from Turkish to Arabic

    • برادستون
        
    Sizi Sally'nin babasıyla tanıştırmak istiyorum, Bay Bradstone. Open Subtitles وأود أن يك لك لمقابلة والد سالي , السيد برادستون.
    Sırf parmak izi Ray Bradstone ile uyuşuyor diye bu onu parmaklıklar ardına koymaz Open Subtitles لمجرد أن الطباعة في راي برادستون لا تضع الرحم مرة أخرى وراء القضبان.
    Sığınma evi listesinde bir Ben Bradstone var. Open Subtitles في منتصف لائحة المنازل كل ما حصلت عليه هو بن برادستون
    Bay Bradstone'un kasedi izlemek istediğini öğrendim. Open Subtitles سمعت ان السيد برادستون يريد مشاهدة الشريط
    Oturma odasından, Bradstone'ların yatak odasını görmeye engelsiz bir görüş var. Open Subtitles هناك رؤية غير عائقة لغرفة نوم (آل برادستون) من غرفة المعيشة.
    - Bu Ray Bradstone, hala serbest. Open Subtitles - - إنها راي برادستون , لا يزال في كبير. -
    Tammy Bradstone'un ailesi ihbarda bulunmuş. Open Subtitles والدا تامي برادستون قدما بلاغا للتو
    Tammy Bradstone'un bilgisayarını açtım. Open Subtitles لقد فتحت لتوي كمبيوتر تامي برادستون
    Bayan Russo, Dr. James Bradstone'un idamına geri döndük. Open Subtitles سيّدة (روسو)، بينما نعد تنازلياً الساعات حتى إعدام الطبيب (جيمس برادستون
    Dr. Bradstone defalarca karısını bıçakladı. Open Subtitles الطبيب (برادستون) طعن زوجته، مرة ومرة ومرة.
    Ama buradan Bradstone'ların yatak odasını göremezsiniz. Open Subtitles لكن لا يمكنكِ رؤية غرفة نوم (آل برادستون) من هناك، هناك أشجار.
    Savcı size Bradstone cinayetini siz aslında mutfaktayken oturma odanızdan gördüğünüzü söylemenizi söyledi öyle mi? Open Subtitles المدعي قال لكِ لتقولي أنكِ رأيتِ جرائم (برادستون) من غرفة معيشتك،
    James Bradstone, davetsiz misafirin banyo penceresini kırıp girdiğini ve cinayeti işlediğini iddia etmişti. Open Subtitles الآن، ( جيمس برادستون) أدعى بأن الدخيل إقتحم من خلال نافذة الحمام وإرتكب الجريمة.
    Bradstone ayrıca kurbanın kanını cama bulaştırmış ki bu da olayın cinayetin ardından oluştuğunu gösteriyor. Open Subtitles (برادستون) أيضاً نقل كميات ضئيلة من دمّ الضحية على الزجاج، الذي يُشير أنه حدث
    James Bradstone karısını bıçaklıyordu. Open Subtitles (جيمس برادستون) يطعن زوجته مراراً وتكراراً.
    Dr. Bradstone karısını öldürürken burada durup pencereden gördüğüne emin misin? Open Subtitles الآن، أنتِ متأكدة بأنكِ كنتِ تقفين هنا، تنظرين من هذه النافذة عندما رأيتِ الطبيب (برادستون) يقتل زوجته؟
    Eğer oturma odasında olduğunuzu hatırlarsanız bu korkunç cinayetten dolayı Bay Bradstone'un tutuklanmasında bize yardımcı olmuş olursunuz. Open Subtitles كنتِ في غرفة المعيشة، من شأنه أن يساعدنا في تحميل السيّد (برادستون) المسؤولية لهذه الجرائم البشعة.
    Horatio'ya göre Todd Bradstone annesine yapılan cinsel saldırının üzerine gelmiş. Open Subtitles إذاً (هوريشيو )يعتقد أن (تاد برادستون) ربما قد مشى على أن أمه هوجمت جنسياً.
    Oğulları Todd Bradstone o gün, annesinin üzerinde onu inciten bir adam gördüğünü söyledi. Open Subtitles إبنهم (تاد برادستون) قال بأنه رأى رجل فوق أمه في اليوم الذي قٌتِلت فيه، يؤذيها.
    Todd Bradstone'un. Eskiden burada yaşarmış. Open Subtitles حسناً، (تاد برادستون) يملكه، إستخدمه للعيش فيه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more