| Gordon ve Jim Brody'nin Portland'daki evlerine bugün dönecekler. | Open Subtitles | و هما جورد و جيم برودي يعودان الى بيتهما |
| Jüri, Bay Brody'nin ifadesini dikkate almayacak. | Open Subtitles | ولجنة التحكيم ستتجاهل تصريحات السيد برودي |
| Afganistan'da Brody'nin kurtarıldığı yerleşkeden kaçmayı başaran bir terörist İslamabad'ta bir evde yakalanmış. | Open Subtitles | الارهابي الناجي الوحيد من المعتقل في افغانستان الذي اُنقِذ برودي منه. |
| Bu yüzden onu sen ve Carrie sorgulayacaksınız Çavuş Brody'nin yardımıyla. | Open Subtitles | انت وكاري ستقومان باستجوابه بمساعدة من الرقيب برودي. |
| Tom her zaman, Nick Brody'nin en yakın arkadaşı olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | توم, اوه, دائماً كان يقول ان نيك برودي اقرب اصدقائه. |
| Ama hâlâ Çavuş Brody'nin Amerika'ya yapılacak bir komployla ilişkisini kuramadın. | Open Subtitles | لم تجدي حتى الآن أيّ دليل يربط الرقيب برودي إلىأيّمؤامرةضدأمريكا. |
| Bay Brody'nin kovuşturması sonuncunda bir adamı on yıl hapse gönderdiği bir cinayet davası. | Open Subtitles | جريمة قتل رافع بها السيد برودي وسُجِن على إثرها رجل لمدة.. |
| Gençlerden biri Dana Brody, kaçak eski kongre üyesi Nicholas Brody'nin kızı. | Open Subtitles | احدهما هي دانا برودي ابنة رجل الكونجرس الهارب نيكولاس برودي |
| Belki Brody'nin kızı için yaptığın saçmalığı fark etmişlerdir. | Open Subtitles | او ربما احسو من خلال حماقتك على خلفية ابنة برودي |
| Brody'nin tutuklanması Amerika'ya dönmesinden daha iyi bizim için. | Open Subtitles | برودي اعتقل هو أفضل بالنسبة لنا من برودي مرة أخرى في أمريكا. |
| Brody'nin nasıl biri olduğunu anca Allah bilir. | Open Subtitles | المتواجدون برودي هو، وهذا هو سبيل الله إلى معرفته. |
| Brody'nin bu dövüşe hazırlanmasına yardım etmem için dünyanın öbür ucundan gelmesini istediği adamım. | Open Subtitles | أنا سأل الرجل برودي أن يطير في منتصف الطريق في جميع أنحاء العالم لمساعدته في تدريب لهذه المعركة. |
| Pekâlâ, millet MMA'in içinde onunla oturmadan önce Brody'nin birkaç dakikası var. | Open Subtitles | جميع الحقوق الجميع، برودي لديه بضعة دقائق قبل أن تضطر إلى الجلوس على يديه وقدميه مع داخل مجلس العمل المتحد. |
| Brody'nin sakatlanması, Hugo Vega'nın başına gelebilecek en iyi şeydi. | Open Subtitles | كان برودي ان يصاب أفضل شيء يمكن أن يكون حدث لهوجو فيغا من أي وقت مضى. |
| Ben yaparım. Ben ah, bayan Brody'nin uğramasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | أنا ربما أتى بالآنسة برودي إلى هنا. |
| Bu, Brody'nin bulabildiğimiz en net resmi. | Open Subtitles | أوه , uh، هذا الصورة الأوضح بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ نَجِدَ برودي. |
| Bakın, Brody'nin bazen sorun çıkardığını herkes biliyor. | Open Subtitles | إسمع ليس سراً بأن " برودي " قد يكون صعباً أحياناً |
| Brody'nin bagaja girdiği kısma geç. | Open Subtitles | لم لا تصل إلى الجزء حيث وصل " برودي " إلى الصندوق ؟ |
| Dedim ya, Brody'nin ölümüyle hiçbir ilgim yoktu. | Open Subtitles | إسمع لقد قلت لك " لم يكن لي علاقة بموت " برودي |
| Siyah ama Brody'nin olmayacak kadar uzun. | Open Subtitles | " سوداء , لكنها طويلة على أن تكون لـ " برودي |