Ben sadece Gary Brook'u çılgın seks ile yerle bir ettiğim ufak masum fantezimi gerçekleştirmek istemiştim. | Open Subtitles | لقد كنت اريد ان احقق ذاك الخيال البريء عندما اقلب "قاري بروكس" من الداخل للخارج مع قليل من الجنس المثير |
Brook'ların evinin etrafında ortalığı kurcalayan üç hükümet ajanı yakaladım. | Open Subtitles | ـ لقد امسكت بثلاثة عملاء حكوميين يتجولون حول منزل (بروكس). |
Sistem çöktü. St. Helen ve Open Brook tüm hastalarını aynı anda buraya gönderdi. | Open Subtitles | لقد انهار " سانت هيلين " و " أوبين بروكس " |
Sen daha çok küçükken, Brook Amca'nla muazzam bir balo vermiştik. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة ,إفتتحت الرقص في حفلة كبيرة مع عمك بروك |
Tamam? Ve bunlar Amerika'daki en çok göçmenin olduğu yerde Brook Park'ta 141. caddede yetişmiş Amerika'nın gelecekteki çiftçileri. | TED | حسناً؟ هؤلاء هم مزارعيّ المستقبلييّن لأمريكا، نزرع في متنزه بروك على شارع 141، التجمع الأكبر للمهاجرين في أمريكا. |
Louise Brook'un karnesi, hepsi "A". İşte benim kızım. | Open Subtitles | (لويز بروكس)، انظروا إليها درجاتٌ ممتازة، هذه هي فتاتي |
Bir de şunu dinleyin. Tommy Brook, "A". "B+". "A". | Open Subtitles | انظروا إلى هذا، (تومي بروكس) أ ، ب+ ، أ |
O bir Brook. Bizler atletik kökenliyizdir. | Open Subtitles | إنه من آل (بروكس) و نحن ننحدر من سلالةٍ تهوى الرياضة |
Yani bizler Brook'larız. Korumamız gereken bir ünümüz var. | Open Subtitles | فنحن من (آل بروكس)، و لدينا سمعةٌ يجب أن نحافظ عليها |
- Tamam. Brook'un altın yatağına nasıl gidebilirim acaba? | Open Subtitles | هـلّ يمكنكَ أن تدلني على طريق بروكس)؟ |
- Walt? Walt? Cyrus Brook burada. | Open Subtitles | والت,والت,"سايروس بروكس" هنا |
Brook Brothers* modeli misin? | Open Subtitles | هل أنت عارض لأزياء (الأخوة بروكس)؟ |
Eski çalışanı Gus Brook'a karşı uzaklaştırma emri çıkartmış. | Open Subtitles | رفعت دعوة ضد موظف سابق (غاس بروكس) |
Jack Brook burada. | Open Subtitles | جاك بروكس هنا |
- Ashley Brook arıyor. | Open Subtitles | (آشلي بروكس) على الهاتف |
Ve yeniden Brook Park yemek fişi veya parmak izi olmaksızın yüzlerce insanı besliyor. | TED | حقيقة. ومرة أخرى، متنزه بروك يطعم المئات من الناس بدون طبعة طعام أو بصمة اصبع. |
Stony Brook'ta, biyomedikal ve anatomik araştırmalarda kullanılan iki genç erkek şempanze. | TED | انهم ذكور شمبنزي يافعين الذين تم استخدامهم للطب الحيوي , بحث تشريحي في ستوني بروك. |
CA: Kötü değildi, çünkü Stony Brook'a gittin ve matematik kariyerinde yükseldin. | TED | كريس: لم يكن كذلك لأنك التحقت بجامعة ستوني بروك وقمت بالتركيز على وظيفتك في علم الرياضيات. |
O kadar özel olduğunu düşünüyordu ki, vadideki ayak takımıyla muhattap olma gereği duymadı ve vadi kızı Brook'un bunu bildiğinden emin oldu. | TED | اعتقدت بأنها مميزة جدًا لم تكن بحاجة للاختلاط مع أراذل الناس من الوادي وحرصت بأن فتاة الوادي بروك يعلم بذلك |
Anlaşmazlıklar çözüldü, baş düşmanlar can dostu oldu ve Stephanie Brook'un kollarında öldü, işte bizim çıkaracağımız ders bu. | TED | قاموا بإصلاحات ألد الأعداء أصبحوا أصدقاء الروح وستيفاتي ماتت بين أيدي بروك وهذه استنتاجاتنا |