"bruiser" - Translation from Turkish to Arabic

    • بروزر
        
    • بروسر
        
    • بروسير
        
    Sigorta davaları geldiğinde, Bruiser genellikle benim göz geçirmemi ister. Open Subtitles بروزر عادةً يطلب مني مراجعة قضايا التأمين التي تجيء لنا
    İnsanlara, Bruiser Stone gibi bir adam için çalıştığımı söylemekten daha utanç verici bir şey düşünemiyorum. Open Subtitles لا أستطيع التفكير في شيء أكثر إحراجاً من إخبار الناس أنني أعمل عند شخص مثل بروزر ستون
    Bruiser'ın aşağı mahallede birlikte büyüdüğü, polislerle temasları vardır. Open Subtitles بروزر لديه اتصالات في المنطقة كلها مع أفراد ربّاهم هو
    Biliyorum, Bruiser, fakat bak, adamım baro sınavı gelecek hafta, tamam mı? Open Subtitles أعلم يا بروزر و لكن أنظر الإمتحان النهائي في الاسبوع القادم
    Bruiser, öyle heyecan verici ki. Open Subtitles ياه (بروسر)، انه شئ مثير جدا! انظر! انها هارفارد!
    Bruiser aleyhinde ötmesi an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت قبل أن يقول كل شيء عن بروزر
    Hem Bruiser hem de Prens için tutuklama emri çıkarıldı. Open Subtitles نشرات الاعتقال وزعت بالفعل علي بروزر و برينس
    Bak, Rudy, çalıntı delil konusunu kimse Bruiser'dan daha iyi bilemez. Open Subtitles إسمع يا رودي لا أحد يعلم أكثر من بروزر عن الأدلّة المسروقة
    Sadece Bruiser'ın annesini değil, bütün köpekleri oradan çıkaracağım. Open Subtitles و أنا لن أكتفى بوالدة بروزر بل سوف أخرج كل الكلاب من هذا السجن
    Hukuk Bruiser'ı annesine ulaşmaktan menediyorsa, karşı çıkmamalı ve değiştirmeyi denemeliyim. Open Subtitles إذا كان القانون هو ما يمنع خروج والدة بروزر لا يجب أن أحاربه بل أن أغيره
    Bu konu sadece Bruiser'ın annesi ile ilgili değil. Open Subtitles لم يعد الأمر متعلقا بوالدة بروزر فحسب الأمر أصبح متعلقا بحقيقة تحدث كل يوم
    Bruiser adına konuşmak için insanlara söz hakkı verilen bir yere gitmeliyim. Open Subtitles ولو أردت إعطاء التكلم عن بروزر يجب أن أذهب للمكان الذى يتكلم فيه الناس
    Bruiser'a internetten alışveriş yapmayı öğrettim. Open Subtitles باوليت، لقد علمت بروزر التسوق الإلكترونى وأظن أنه يمكننى التعامل مع الكونجرس
    Ve mutlu bir şekilde yaşarken köpeğim, Bruiser, beni hayvan testleriyle ilgili gerçeklerle yüzleştirdi. Open Subtitles وفى مصلحة المواطن حتى حدث شيئا لكلبى بروزر جعلنى أواجه موضوع اختبارات الحيوان
    Ve Bruiser pastel renkler giymekten hoşlanan erkek bir köpek. Open Subtitles و بروزر ذكر هو الأخر يسعد بإرتداء هذا الزى الشبيه بالتنورة
    Köpekler ayakkabılarınızı parçalamak isterken Bruiser benimkileri giyerdi. Open Subtitles إن معظم الكلاب تحب عض حذائك ولكن بروزر أحب إرتداء أحذيتى
    Marks, Hauser, Bruiser Tasarısını gündeme getirmek istediler. Open Subtitles لقد قدم ماركس و هاوزر إلتماسا لتوهم لإعادة إحياء مذكرة بروزر
    Karşı dava HR-2652, Bruiser Tasarısı itirazsız olarak uygulanmıştır. Open Subtitles إلتماسا بالرفض لإحياء مذكرة بروزر رقم 2652 منفذ دون اعتراضات
    Bruiser Woods'a söyle Sunshine Bölgesi'ne güvenebilir. Open Subtitles اخبرى بروزر وودز هذا أنه يمكنه الإعتماد على ولاية الشمس المشرقة
    Haydi gel Bruiser. Open Subtitles - هذه ليست لوس أنجليس! -هيا، بروسر.
    Bruiser Becker'ı mindere seriyor ve orası onun favori alanı olacak! Open Subtitles بروسير يرفع بيت الى اعلى و يذهب به الى منطقته المفضلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more