Bernie, Casey, siz dışarıda bekleyin. Bry, sen odaya geç. | Open Subtitles | برني ، كايسي أنتما في الخارج براي أنت داخل الغرفة |
Bry o Hizbullah'lı manyak şeyhle işbirliği yapıyordu. | Open Subtitles | براي كان مُنغمِساً مع ذاك الشيخ المجنون من حزب الله المترجم: معذرة يا عرب أنا ترجمتُهاَ فقط |
Bry, psikopat Hizbullah şeyhiyle başını derde sokmuştu ya? | Open Subtitles | و براي كان في العمق مع ذلك الشيخ من حزب الله |
Sahiden, Bry. Bizimle gelme konusunu iyice bir düşün. | Open Subtitles | بجدية براي عليك التفكير بالإنظمام إلينا |
Bry, yemek yeme alışkanlığın hakkında konuşmalıyız. | Open Subtitles | .. هو سوف يكون نجماً براي" يجب ان نتحدث" بخصوص حميتك |
Cidden Bry, bizimle gelmeyi bir düşün. | Open Subtitles | بجدية, (براي) عليك التفكير في القدوم معنا |
Ve iyi haberler gelmeye devam ediyor, sen de bir rol aldın Bry. | Open Subtitles | والأخبار الرائعة تواصل القدوم لأنك حصلت على دور أيضاً يا (براي)ِ |
Bry, telefonunu kontrol et lütfen. Ben de öldüm. | Open Subtitles | ـ (براي)، تفقدي هاتفكِ، من فضلك ـ ليس لديّ شبكة أيضًا |
Bry, çıkar onu buradan. Öne geç. | Open Subtitles | (براي), أخرجها من هنا, تولى القيادة |
- Görüşürüz, Bry. | Open Subtitles | -نراك قريبا ، براي |
- Gördün mü, Bry? | Open Subtitles | ـ هل ترى، يا (براي)؟ |
Bry, beni koru! | Open Subtitles | (براي)، أحميني! |
Bry... | Open Subtitles | (براي) |