İşin kötü yanı biz bu çeşitliliğin büyük kısmını kaybediyoruz, hem de sürekli. | TED | الأمر المأساوي هو أننا نخسر الكثير من هذا التنوع اللغوي في كل وقت. |
Ama hayvanat bahçesinde bu çeşitliliğin çoğunu kaybedip farklı mikrop türleri elde edinmişlerdi. | TED | لكن في حديقة الحيوان، خسروا معظم هذا التنوع وحصلوا على مجموعة أخرى من الميكروبات. |
bu çeşitliliğin bizimle ilgili olduğunu düşündürecek bir sebep henüz yoktu. | Open Subtitles | لم يقم هذا التنوع في تلك اللحظة بتأثير علي الإنسان |
bu çeşitliliğin bir kısmının nahoş olduğunu ve hikayelerinin edinilmiş bir tat olabileceğini biliyordu - ama okuyucularına meydan okumaktan zevk aldı. | TED | علمت أن بعض هذا التنوع غير مريح، وأن قصصها قد تكون ذوقًا مكتسبًا - لكنها مسرورةٌ بتحدي قرائها. |