Bu öğlen parayı transfer ederim. Sonra da haftaya kazancımızı hallederiz. | Open Subtitles | سأرسل لك الأموال هذا المساء وسنعمل على تحويل الحقيبة الأسبوع القادم |
Ben, Bu öğlen sizinle neden harika bir kariyer elde etmekte başarısız olacağınızı tartışmak istiyorum. | TED | سأناقش معكم هذا المساء سبب فشلكم في الحصول على مسيرة عمل رائعة |
Çürüklerden belli ama duyduğuma göre Bu öğlen ufak bir problem olmuş. | Open Subtitles | سمعت أنك تعرضت لبعض المشاكل هذه الظهيرة بدليل كل الكدمات على وجهك |
Bu öğlen pistte çok iyiydin. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل جيد جدا في المسار بعد ظهر هذا اليوم. |
Bu öğlen onunla küçük ateşli bir sahnem vardı. Sen kızlarla geldiğin sırada. | Open Subtitles | كان لي مشهد ساخن معه بعد ظهر اليوم وأنت تقل الفتيات من المدرسة |
Bu öğlen büyük bir kahramanlık yapmışsın, kızım anlattı. | Open Subtitles | كنت بطلا كبيرا عصر اليوم كما اخبرتني ابنتي |
Mojom çalışıyor, ve okul gezisine gidiyoruz Bu öğlen. | Open Subtitles | ازدادت ثقتي بنفسي ولدينا رحلة ميدانية هذا المساء |
- Bu öğlen baban alacak seni. - Ama babam unutuyor. Hayır! | Open Subtitles | سياتى اباك ليأخذك هذا المساء لكن أبى ينسى |
Ama Bu öğlen, arka bahçe de tutamadım onu, öylesine buraya geldik ve... uh... salıncaklardaydı; | Open Subtitles | لكن هذا المساء الساحة لم تقبله فجئت به إلى هنا وكان على الأرجوحة |
Belki Bay Stoller Bu öğlen elini kullanabilir. | Open Subtitles | ربما يحتاج السيد ستيلر لمساعدتك هذا المساء |
Bu öğlen, başkanınız kendini havaya uçururken neredeydiniz? | Open Subtitles | أين كنتم هذه الظهيرة عندما كان رئيسكم يفجّر نفسه؟ |
Bu yüzden Bu öğlen düzenlediğim "Yeni İlhaklar, Şarap ve Peynir Sergisi" ne konuğum olmanı isterim. | Open Subtitles | وهو السبب انني اريد ان ادعوك بكل سعادة الى معرضي الجديد الخاص بالنبيذ والمشروبات هذه الظهيرة |
Bu öğlen beni sette ziyaret etmelisin. | Open Subtitles | يتعين ان تأتي لزيارتي في الاستديو هذه الظهيرة |
Bu öğlen çok kötüydüm, korkunçtum. | Open Subtitles | كنت الحقيرة بعد ظهر هذا اليوم. كنت البشعين. |
Pency'yi görmeye geldim çünkü Bu öğlen aklıma çok yalnız olabileceği geldi. | Open Subtitles | جئت لأرى بانسي. حدث لي بعد ظهر هذا اليوم أنها يجب أن تكون وحيدا إلى حد ما. |
Evet, baban Bu öğlen benim eve geldi. | Open Subtitles | إنه لقد أتى إلى شقّتي بعد ظهر هذا اليوم. |
Her neyse Nigel, hani Bu öğlen bana ne iş yaptığımı sormuştun ya. | Open Subtitles | .. علىأيةحال . نايجل، أتذكّر حينما سألتني بعد ظهر اليوم ماذا فعلت حقاً؟ |
Her neyse Nigel, hani Bu öğlen bana ne iş yaptığımı sormuştun ya. | Open Subtitles | على أية حال نايجل، أتذكّر حينما سألتني بعد ظهر اليوم ماذا فعلت حقاً؟ |
Kocam Bu öğlen çok akıllı genç bir bayanla tanıştığından bahsetmişti. | Open Subtitles | لقد ذكر زوجي بأنه قابل أمراة شابة ذكية بعد ظهر اليوم |
Bu öğlen onun bir portre yaptığını gördük. | Open Subtitles | لقد كنا هناك نشاهده يرسم لوحة لشخص عصر اليوم. |
Bu bayanın çok yardımcı olduğunu söyledi, o yüzden ofisini aradım ve Bu öğlen sana vakit ayırabileceğini söyledi. | Open Subtitles | لا أدري، قال إن تلك الطبيبة كانت مفيدة للغاية فاتصلت بعيادتها وقد حجزوا لك موعداً ظهيرة اليوم. |
Eğer köpeği istemiyorsan, Bu öğlen onu bakımevine geri götüreceğim. | Open Subtitles | اذا لم يعجبك الكلب , سوف اخذه الى الحجز بعد الظهر |
Herkesin kaskında soyadları olsun. Bu öğlen. | Open Subtitles | أريد أسماء اللاعبين على خوذهم مساء اليوم |
Rock yıldızı Johnny Squares Bu öğlen ölü bulundu. | Open Subtitles | كما أُعلمنا في وقت مبكر,فأن نجم الروك جوني سكويرز عثر علية ميتاً في هذا العصر |
Bu öğlen sahile mi inelim yoksa golf mu oynayalım? | Open Subtitles | هل نذهب للشاطئ في الظهيرة ؟ أو نذهب للعب جولة غولف ؟ |
Bu öğlen cesedi Polonya rıhtımına vuran bir kadının otopsisine şahit oldum | Open Subtitles | لقد شهت تشريح جثة مساء هذا اليوم طفحت فوق رصيف ميناء بولين |