Tamam, Bu örnekleri en kısa sürede tekrar sana yolluyorum. | Open Subtitles | حسنا، سأعيد هذه العينات لك بأقرب وقت ممكن. |
Bu örnekleri morgdaki ceset ile karşılaştıracağız. | Open Subtitles | . سأقارن هذه العينات إلى الجثة الموجودة بالمشرحة |
Bu örnekleri kontrol edip ne olur ne olmaz diye daha önce senden aldığımız... | Open Subtitles | سوف أفحص هذه العينات و.. وأقارنها مع عينات من دمك كانت لدينا من قبل، |
Senden Bu örnekleri değiştirip ona normal bir kan ve DNA sonucu sağlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أحتاجك أن تبادل هذه العيّنات وتجلب له دماءً طبيعية للاختبار وحمض نووي |
Bu örnekleri uzay aracımızın arka kısmındaki aletlerle analiz edeceğiz. | Open Subtitles | والجليد وسنقوم بتحليل تلك العينات بالأجهزة الموجودة على متن المركبة الفضائية |
Tamam, Bu örnekleri teste götüreceğim. | Open Subtitles | حسناً، سأفحص هذه العينات بواسطة جهاز التتابع |
Bu örnekleri dinozorlardan almışlar. | Open Subtitles | لقد أخذوا هذه العينات من الديناصورات. |
Tamam, tamam. Bu örnekleri laboratuvara götür. | Open Subtitles | طيب أعد هذه العينات الى المختبر |
Teşekkür ederim. (Alkışlar) (Alkışlar) Tom Rielly: Evet Maks, tüm Bu örnekleri alarak, 10,000 kişi diyelim, kimin sağlıklı kimin hasta olduğunu söyleyebilecek misin? | TED | شكراً لكم. (تصفيق) (تصفيق) توم رايلي: إذاً ماكس، بأخذ جميع هذه العينات دعنا نقل، 10 آلاف شخص هل تستطيع تحديد الذين يتمتعون بصحة جيدة من المرضى؟ |
- Tamam. Antonio, Bu örnekleri arabadaki dolaba koyar mısın lütfen? | Open Subtitles | (أنطونيو)، هل بإمكانك تبريد هذه العيّنات في الشاحنة من فضلك؟ |
Düşünsenize... Sonrasında Bu örnekleri alıp genetik gibi diğer disiplinlerle paylaşmak ve bu süreç sonunda çok daha fazla bilgi edinmek ne kadar değerli. | TED | لكن اليس ذلك رائعاً انه يمكنك ان توفر تلك العينات والفُرص للتخصصات الاخرى,مثل علماء الوراثة والذين يمكنهم اكتساب الكثير من ذلك |
Bu örnekleri dışarıya çıkartabilmesi garip. | Open Subtitles | سيكون الأمر غريب بأن يُخرج تلك العينات |