Ve Bu şekilde yaşamaktan bıktım, bir kasabadan diğer kasabaya, gözlerinin olması gereken yerde delikler olan, ruhları yaralanmış köşelerde dikilen insanlar. | TED | وقد سئمت من العيش هكذا اتنقل من بلدة الى بلدة و اناس يقفون حول الاركان يحملون ثقوبا مكان اعينهم، ارواحهم معطوبة. |
Bu şekilde yaşamaktan bıktım. | Open Subtitles | انا تعبت من العيش هكذا |
Bu şekilde yaşamaktan bıktım artık. | Open Subtitles | سئمت من العيش هكذا |
Dostum, ben Bu şekilde yaşamaktan bıktım, bıktım! | Open Subtitles | يا رجل, لقد سئمت العيش هكذا |
Bu şekilde yaşamaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت من العيش هكذا. |
Bu şekilde yaşamaktan yoruldum, Richard. | Open Subtitles | لا, أنا تعبت من العيش هكذا, (ريتشارد). |