Bu anlaşmanın güzel yanı aşırı şişkin emeklilik fonu. Gekko oradan yetmiş milyon dolar kazanacak. | Open Subtitles | الجميل في هذه الصفقة هو تمويـل الراتب التقـاعدي |
Bu anlaşmanın güzelliği şişkin emekli maaşı fonu. | Open Subtitles | الجميل في هذه الصفقة هو تمويـل الراتب التقـاعدي |
Ama eğer Bu anlaşmanın yapılmasını istiyorsan gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن اذا كنت تريد أن تحدث هذه الصفقة, فيجب أن نذهب الآن |
Bu anlaşmanın yalnızca Orta Yol ve birkaç bağımsızla değil Yeni Demokratlar'la yapıldığını kabul etmelisin. | Open Subtitles | لايجب ان يتم هذا الاتفاق مع المحافظين وحفنة من المستقلين ولكن بوجود حزب الديموقراطيين الجدد |
Sayın Başkan, sizin gibi, Bu anlaşmanın başarısı için politik geleceğimin büyük bir kısmını tehlikeye attım. | Open Subtitles | .. سيدى الرئيس , مثلك .. لقد خاطرت بكثير من مستقبلى السياسى على نجاح هذه الإتفاقية |
Hepimizin Bu anlaşmanın şartlarını anladığımızı varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض بأننا جميعاً نعرف شروط هذا الإتفاق |
Bekleyip Bu anlaşmanın suya düşmesini izleyemem! | Open Subtitles | لن أقف مكتوف الأيدي وأراقب تلك التسوية وهى تتداعى |
Richmond Bu anlaşmanın bitmesi için her şeyi yapardı. | Open Subtitles | ذلك الرجل ريتشماند كان ليفعل أي شيء لإتمام تلك الصفقة |
Senin Bu anlaşmanın bir parçası olduğunu duyduğumuzda ortaklarımla beraber bayağı şaşırdık. | Open Subtitles | يجب أن أخبركَ، أنني وشركائي كنا متفاجئين لسماع أنكَ ستصبح جزء من هذه الصفقة |
Bu anlaşmanın duyurulması seçmenlerinin sayısına olumsuz etki eder mi sence? | Open Subtitles | أتظن الأعلان على هذه الصفقة سيزيد أرقام اصواتك؟ أتظن الأعلان على هذه الصفقة سيزيد أرقام اصواتك؟ |
Bu anlaşmanın masada olmasının tek nedeni kardeşin. | Open Subtitles | أختك هي السبب الوحيد أ، هذه الصفقة متاحه |
Yaptıkları Bu anlaşmanın tarihteki en büyük küresel krizi çözmesi olası. | Open Subtitles | هذه الصفقة التي قاموا بها الآن على وشك حلّ أكبر أزمة عالمية في التاريخ |
Ama Bu anlaşmanın yapılmasını istiyorum. Ben bir kaçağım, başka bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | أحتاج لجعل هذه الصفقة تتم أنا هارب. |
Bu anlaşmanın bir tuzak olmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أن هذه الصفقة ليست بمكيدة؟ |
Bu anlaşmanın daha ne kadar süreceğini sanmıştınız? | Open Subtitles | كم من الوقت اعتقدت أن هذا الاتفاق سيستمر ؟ |
Eğer bu Ojai'yi aile içinde tutmak demekse, ...Bu anlaşmanın işe yaradığını görmek isterim. | Open Subtitles | , لو أنه في سبيل ابقاء "أوهاي" في العائلة أود أن أرى انجاح هذا الاتفاق |
Bu anlaşmanın üzerine bir de geciktirirsem o çocuğun yaşamını daha da riske atarım. | Open Subtitles | إذا أجلت هذه الإتفاقية فأنا أعرض حياه هذه الطفلة للخطر |
Hırslı olduğumu, Bu anlaşmanın, başkanlığımın damgası olması istediğimi biliyorum ama masum insanların hayatlarını feda edeceğim asla aklıma gelmedi. | Open Subtitles | أنا أعرف أنى أطمع أن أريد أن تكون هذه الإتفاقية العلامة المميزة لرئاستى و لكنّى لم أفكر مطلقاً أنّى سأضحى بحيـــاة أناس أبرياء |
Sanırım ikimiz de Bu anlaşmanın yalanlar üzerine kurulu olduğunu biliyoruz... | Open Subtitles | حسناً، كلانا يعلم أن هذا الإتفاق عقد على كومة كذب |
Bekleyip Bu anlaşmanın suya düşmesini izleyemem! | Open Subtitles | ! لن أقف مكتوف الأيدي وأراقب تلك التسوية وهى تتداعى |
Bu anlaşmanın sence adil olup olmadığını soruyor. | Open Subtitles | يريد أن يعرف إن كنت تظن أن تلك الصفقة عادلة |
Hayır, hayır Bu anlaşmanın bir parçası değil. Burada kalamazsın. | Open Subtitles | لا، لا، لم يكن ذلك جزءاً من الاتفاق لا يمكنك البقاء هنا |
Bu anlaşmanın bir şekilde kaybını telafi etmesi... | Open Subtitles | وأعتقد أن هذه المعاهدة ..ستعوّض بطريقة ما تلك الخسارة |
İmzaladığımız Bu anlaşmanın lafsına ve ruhuna riayet edeceğinize kefil oldum. | Open Subtitles | وضمنت لهم بشخصي أنك ستتقيد بالمعنى وروح هذه الاتفاقية التي نوقعها |
Eğer Bu anlaşmanın yapılmasını istiyorsan derhal buradan ayrılmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اذا كنت تريد أن تتم الصفقة فيجب أن نغادر الآن |