Bu bebeğin en fazla bir kaç saati var. Ateşi yükseliyor. | Open Subtitles | مضت بضع ساعات على إصابة ذلك الطفل بالحمة و مازالت بإرتفاع |
Bu bebeğin düşünüyor olabileceği şey aklından geçiyor olabilecek şey başka bir bebeğin aklından ne geçtiğini anlamaya çalışmak. | TED | أحد الأشياء التي ربما يفكر بها هذا الطفل، والتي ربما تشغل ذهنه، هو محاولة تخمين مالذي يجري في عقل ذلك الطفل الآخر. |
Bu bebeğin hayatına beni dahil etmek istemediğin hissine kapılıyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَشْعرُك لَمْ تُردْ إشتركتُ في أية حال مَع هذا الطفل الرضيعِ. |
Office Depot'daki insanlar, Bu bebeğin ne kadar kullanışlı olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | ناس مستودَعِ المكتبَ مَا تَركَ على تماماً كَمْ مُتَعدّد الإستعمال هذا الطفل الرضيعِ كَانَ. |
Bu bebeğin zeki çıkmak için hala bir şansı var. | Open Subtitles | مازالت الفرصة سانحة لهذا الطفل أن يخرج ذكياً |
Bu bebeğin Jane ile ortak noktası dövmeden ibaret değil. | Open Subtitles | أن تلك الطفلة لديها الكثير من القواسم المُشتركة مع (جين) غير الوشم |
Acaba Bu bebeğin annesinin cansız bedenine sarılmasını sağlayan bir tür sevgi mi? | Open Subtitles | هل هو نوع من الحب ؟ ذلك الذي يبقى هذا الصغير متعلقا بفراء أمه الميتة ؟ |
Haydi. Sana Bu bebeğin neler yapabileceğini göstereyim. | Open Subtitles | هيا ،، دعني أريك ما تستطيع فعله هذه الصغيرة. |
Ve temel olarak dedi ki Bu bebeğin torunu olduğunu asla göz önüne almayacakmış. | Open Subtitles | وقد قال ببساطة بأنه لن يعتبر أبداً ذلك الطفل حفيداً له |
Bu bebeğin doğmaması gerektiğine dair bir tür işaretse? | Open Subtitles | إشارة ما تدل بأنّ ذلك الطفل ليس مُقدر له الوجود؟ |
Sanırım, Bu bebeğin en son kalkış yaptığı yeri bulmamız gerekecek | Open Subtitles | أعتقد أن علينا إذن أن نتعقب أخر مكان كان به ذلك الطفل |
Batıl inançlı olmayı sevmem ancak bu yaşta ve iki sağlıklı çocuk annesi olarak, sanki Bu bebeğin Tanrı'yı biraz öfkelendirdiğini hissediyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَحْبُّ لِكي أكُونَ مؤمن بالخرافاتَ حول هذه الأشياءِ، لكن، تَعْرفُ، بعُمرِي وطفلين صحّيينِ، أنا فقط أَشْعرُ مثل هذا الطفل الرضيعِ يَغري الله قليلاً. |
Bu bebeğin özelliklerini kontrol ediyordum. | Open Subtitles | فقط خُرُوج النظارة على هذا الطفل الرضيعِ. شاهدْ... |
Sen kızıma Bu bebeğin babalığını kabul ederek tüm sorumluluğunu üstleneceğini söyledin mi, söylemedin mi seni poh yiyen? | Open Subtitles | الم تخبر ابنتيّ انك سوف تقبل المسؤلية كاملة كأب لهذا الطفل ايها القذر ؟ |
Ve ben Bu bebeğin aramızın iyi olduğu bir dünyaya doğmasını istiyorum. Arkadaş mıyız? | Open Subtitles | و، أريد لهذا الطفل ان يولد في عالم نحن في على وفاق ، لذا، أصدقاء ؟ |
Bu bebeğin Jane ile ortak noktası dövmeden ibaret değil. | Open Subtitles | أن تلك الطفلة لديها الكثير من القواسم المُشتركة مع (جين) غير الوشم |
Gerek yok dostum, Bu bebeğin gece görüşü var! | Open Subtitles | ليس من الضروري يا رجل هذا الصغير مزوّد برؤية ليليّة |
Herneyse, en sevdiğiniz meyve ve sebzeleri seçip, Bu bebeğin içine atıyor ve keyfini çıkarıyorsunuz. | Open Subtitles | على أية حال, كل واحد يختار الخضروات أو الفواكه المفضلة لديه ثم ضعوها في هذه الصغيرة, وإستمتعوا |