Ama bu duyguların gitmesini dilediğini söylemiştin. Bir sürü şey diliyorum. | Open Subtitles | و لكنك قلت أنك تتمنى لو أن هذه المشاعر تنتهى |
Ama sanırım küçük kardeş olmak, yıllar boyu bu duyguların inşa edilmesine sebep oluyor. | Open Subtitles | لكن بما أنه الشقيق الأصغر تراكمت هذه المشاعر في داخله لسنوات |
bu duyguların kötü şeyler olmadığını anlayana kadar kendi kendime çok üzüldüm ve çok kanlı gözyaşı döktüm. | Open Subtitles | لقد مررت بفترات جمّة من الحزن، ويا إلهى، أنهار من الدموع الدامية، قبل أن أدرك ان هذه المشاعر ليست بهذا السوء. |
Bu tepkiden bıkmış oluyorlar ama bu duyguların sebebini bilmiyorlar. | Open Subtitles | و هم لا يعلمون حقيقة من أين أتت تلك المشاعر |
Ayrıca bu duyguların ufak bir şeklini daha önce de hissettin. | TED | بالإضافة، لقد شعرت بمثل تلك المشاعر من قبل، نوع ما بشكل مصغر. |
bu duyguların ortak çıkarımıza hizmet etmesini umuyor. | Open Subtitles | كان يأمل أن تعود تلك المشاعر علينا بالفائدة المتبادلة |
Kötü olan şey bu duyguların karşılıklı olmasıdır. | Open Subtitles | ما هو غير شائع في الوقت الحاضر عندما تكون هذه المشاعر متبادلة. |
Neyse, eğer bu düğüne katılmayan tek kişi olursam bu duyguların birden bire geri geleceğini biliyorum. | Open Subtitles | على أي حال، إذا أنا واحد فقط استبعد من هذا العرس ... أنا أعرف فقط ... أن كل هذه المشاعر وتأتي عودة ستعمل التسرع. |
Sana karşı bu duyguları besleyeceğimi bilmiyordum, ama sonra tüm bu duyguların hepsi Max(imum) seviyeye çıktı. | Open Subtitles | لم أعلم أني سأملك هذه المشاعر لك ولكن فجأة، أصبحت (ماكس) هي كل مايشغل تفكيري |
bu duyguların ilginç olduğunu, anlıyora benzemiyorlar ama dünya da ilginç. | Open Subtitles | يبدو أن الناس لا تفهم تلك المشاعر المثيرة للاهتمام لكن العالم يستحق أن نكتب عنه هل تريد قهوة ؟ |
Ne bu duyguların büyümesine izin vermeliydim ne de ona bu gözle bakmalıydım. | Open Subtitles | ...ما كان علي ان ادع تلك المشاعر تكبر وما كان يجدر ان يقع نظري عليها |
Kendimi kaptırmıştım. Çünkü tüm bu duyguların içinde kelimeler kendiliğinden akıyordu. | Open Subtitles | كنت في قمة عطائى بسبب كل تلك المشاعر |