bu gibi şeyler farklı ortamlarda yapılıyor. | TED | لكن هذه الأشياء تحدث في الكثير من البيئات المختلفة |
İnternet sayesinde bu gibi şeyler ortalığa saçılmıyor. Aslında belli bir mahremiyet de sağlıyor. | TED | هذه الأشياء ليست كذلك، ليست موجودة هناك بالخارج، وفي الحقيقة قد اكتسبت قدرا معين من الخصوصية. |
bu gibi şeyler karbon tasarrufudur, enerji tasarrufudur, para tasarrufudur. | TED | هذه الأشياء توفر كربون، إنها توفر طاقة، إنها توفر لنا أموال. |
General, ben gerçekten bu gibi şeyler hakkında fazla düşünmem. | Open Subtitles | جنرال, انا فعلاً ليس لدي معرفة حيال هذه الأشياء |
bu gibi şeyler için sigortamız yok mu? | Open Subtitles | لدينا تأمين لمثل هذه الأشياء ، أليس كذلك ؟ |
Biliyor musun, bu gibi şeyler önem kazanmadan önce emekli oldum. Fakat nerede saklandığını biliyorum. | Open Subtitles | أتعلم، لقد تقاعدتُ قبل أن تُصبح هذه الأشياء مُهمّة، لكنّي أعرف أين يتمّ تخزينها. |
bu gibi şeyler üzerinde çalıştığım bağış ile yapılmış bir stüdyom var. | Open Subtitles | -لدي منحة لدراسة هذه الأشياء -إي في بي , ماهو؟ |
bu gibi şeyler yapabilirim.. | Open Subtitles | .. يمكنني فعل هذه الأشياء |
ya da bu gibi şeyler işte. | Open Subtitles | أو تعرف هذه الأشياء |
Annalise bu gibi şeyler hakkında sadece Frank ile konuşur. | Open Subtitles | آناليس) تتكلم فقط مع (فرانك) بخصوص هذه الأشياء) |
bu gibi şeyler. | TED | هذه الأشياء. |