Para, şöhret, tutku bu işleri gölgeler. | Open Subtitles | يتمّ تلويث هذا العمل بالمال، الشهرة والطموح. |
bu işleri hiç beceremiyorsun sen. | Open Subtitles | .إنني لا أعتقد بأنكَ جاهزٌ لمثل هذا العمل |
Ben de bu işleri çok iyi bilirim, bazen önün açılır ama menajerin bu yükü kaldıracak biri değildir. | Open Subtitles | أعرف كل شيئ عن هذه الأمور بعض الأحيان لا تستقيم الأمور و لا يكون بمقدوره مساعدتك |
Babam gitmişti. Bana bu işleri öğretecek kimse yoktu. | Open Subtitles | أبي رحل عنا، ولم أجد من يعلمني هذه الأمور |
Onunla alay ettim ama kadınlar bu işleri bilir. | Open Subtitles | سخرت منها لكن النساء حكيمات في مثل هذه الامور |
Lütfen yalan söyleme. bu işleri daha güç bir hale sokar. | Open Subtitles | لا تكذبي أرجوكِ سيصعب هذا الأمور فحسب |
Şimdi, ilk yapmamız gereken şey tüm bu işleri bitirmek. | Open Subtitles | حسنٌ , أولَ شيءٍ نحتاجُ فعله هو إنهاءُ كلّ هذا العمل. حسنٌ. |
Şimdi, ilk yapmamız gereken şey tüm bu işleri bitirmek. | Open Subtitles | حسنٌ , أولَ شيءٍ نحتاجُ فعله هو إنهاءُ كلّ هذا العمل. |
Sanırım bu işleri halletmek ve İngiltere'ye geri dönmek için sabırsızlanıyorsunuz. Başlayalım mı? | Open Subtitles | اعتقد انك متشوق لأنهاء هذا العمل |
Artık bu işleri yapmadığımı biliyorsunuz sandım. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تعلمين أننى توقفت هذا العمل |
Biz bu işleri yaparken sen ne yapacaksın? | Open Subtitles | عندما نتولّى هذا العمل ماذا ستفعل أنت؟ |
Tüm bu işleri Morgan ile yaptım ve onu kasede çektim. | Open Subtitles | فعلت كل هذا العمل من اجل مورقان وصورته. |
Uzmanlık alanımın dışında. Sadece anneler bu işleri becerir. İlla ki de öyle değil. | Open Subtitles | أنا ضائع تماماً الأمهات فقط يستطعن فعل هذه الأمور |
Tecrübelerimden öğrendiğim kadarıyla hanımefendi bu işleri kendi haline bırakmak en iyisidir. | Open Subtitles | حسناً، من تجربتي، من الأفضل ترك هذه الأمور تتطوّر طبيعيّاً |
bu işleri iyi bilir. Beni dinlemelisin oğlum. | Open Subtitles | يدرك هذه الأمور عليك الانصات لي يا فتايّ |
Bak, bu işleri bir süre daha yapmaya devam edeceksin. Buna alışmanın bir yolunu bulman gerekiyor. | Open Subtitles | أنظر، ستقوم بفعل هذه الأمور لفترة عليك فقط إيجاد طريقة لتعتاد عليها |
bu işleri hesapta senin de yapman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تقوم بمثل هذه الأمور أيضاً |
O bu işleri model olarak asla yapmaz | Open Subtitles | هي لن تفعل مثل هذه الامور كعارضه ابدا |
King bu işleri genelde dışarıdan birilerine yaptırır. | Open Subtitles | الملك يحول الى هذه الامور عادة |
bu işleri kötüleştirebilir. | Open Subtitles | سيجعل هذا الأمور أسواء. |
bu işleri kafa karıştırıcı buluyordu. | Open Subtitles | لقد كان المفهوم الأساسي مربك جداً لها |
Biz de düşündük, robotu bu bu yan görevlerin bazılarını gerçekleştirmek için programlayıp cerrahların, ameliyatın daha önemli bölümlerine konsantre olmalarını sağlayabilsek ve hatta robotun bu işleri biraz daha hızlı yapmasını sağlayıp ameliyatın süresini kısaltsak ne olur? | TED | و كنّا نتساءل، ماذا لو أنّنا تمكّننا من برمجة روبوت لأداء بعض هذه المهام الفرعية، لفسح مجال للجراحين للتركيز على أجزاء أكثر تعقيداً من العملية الجراحية، و يتيح أيضا تقليل الوقت الذي تستغرقه الجراحة إذا استطعنا الحصول على روبوت يقوم بها أسرع قليلاً؟ |