"bu ilaçları" - Translation from Turkish to Arabic

• هذه الأدوية
• هذه الحبوب
• تلك الأدوية
• هذه العقاقير
• بهذا الدواء

Mesleğimizdeki tüm numaraları bu ilaçları finansal varlıklara dönüştürmek için kullanıp kullanamayacağımıza bakalım.
لنرى ما إذا كان بإمكاننا استعمال جميع حيل التجارة لإكتشاف طريقة جعل هذه الأدوية عبارة عن أصول مالية.

Hala verebiliyorken bu ilaçları ona götürsem iyi olacak.
حسناً، أعتقدُ أني من الأَفضَل أن آخُذَ هذه الأدوية لهُ طالما أستطيعُ ذلك

Öncelikle bu ilaçları almanızı istiyorum.
في البداية، أريدكَ أن تأخذ هذه الحبوب.

- bu ilaçları bırakman lazım.
-يجب عليك التوقف عن تعاطي هذه الحبوب

bu ilaçları alabileceği bir tek yer var, o da hastane.
المكان الوحيد الذي منه يمكن الحصول على تلك الأدوية هو المستشفى

bu ilaçları, yazan dozlarda şuradaki adama vereceksin, tamam mı?
أريدك أن تسلّم هذه العقاقير بهذه الجرع إلى ذلك الرجل هناك، إتفقنا؟

bu ilaçları al. Baş ağrısına, ateşe, ishale, her şeye iyi gelir.
احتفظ بهذا الدواء معك، إنّه جيّد للصداع، الحمّى، الإسهال وكلّ شيء

Tüm bu ilaçları bitirmem kaç yıl sürer?
كم سنة ستمر علي لكي انهي جميع هذه الأدوية ؟

Yani bu kadın başka bir hastalık yüzünden bu ilaçları alıyordu ve hamileliğe de yardımcı olduklarını keşfetti.
إذاً، هذه الأدوية تم وصفها لهذه المرأة ربما لعلاج مرض آخر واكتشفت أنها تساعد على إتمام الحمل

Kurbanlara verdiği bu ilaçları biliyorsa o zaman kendi vücuduna da geçmez mi?
ان كان يعرف انه يمنح هذه الأدوية للضحايا و قام بتناول الدماء؟

bu ilaçları kâr amacıyla sattığınızın en ufak bir belirtisini görürsek çok uzun süre hapse girebilirsiniz.
إذا احسسنا لوهلة أنك تبيع هذه الأدوية بغرض الربح قد تدخل السجن لوقت طويل

Ama bu ilaçları araştırdım ve bunları kullanırken içki içmek son derece sakıncalı.
لكني بحثت حول هذه الأدوية و إنه من السيء حقاً أن يتم تناولها مع النبيذ

Bu yüzden içiyorum bu ilaçları.
لهذا انا أتناول هذه الحبوب

"Hala devam ediyorsa bu ilaçları dene, geçmiş olsun."
"جرب هذه الحبوب وستشفى قريبا"

Ferguson hapishanesinde bu ilaçları alamıyordu, çünkü kimse ilaçlarını alamıyordu. İki haftasını bir hücrede geçirmenin nasıl bir şey olduğunu anlattı;
لا تستطيع الحصول على تلك الأدوية في سجن فيرجسون، لأن لا أحد يستطيع الحصول على الأدوية.

bu ilaçları düşük maliyetlerle, fazla miktarda üretebiliyor olmamız gerçekten de çok iyi, ancak biliyoruz ki ilaçlar çok yaygın ve ulaşılabilir olduğunda bu ilaçlara karşı direnç gelişecektir.
و نعرف أنه على الرغم من أنه من العظيم توفير تلك الأدوية بأسعار رخيصة و كميات كبيرة, نعرف أنه إذا وفرتها بكثرة ستطور مقاومة لتلك الأدوية

Annenin bu ilaçları nereden aldığına dair bir fikrim vardı.
لدي فكرة أي أمك لديها تلك الأدوية

Özel askeri birimlerin bu ilaçları geliştirmek için bir nedeni var.
مُقاولين الجيش السريين لديهم الدافع لتطوير هذه العقاقير للمُرتزقة

Size riskleri ve faydaları söyledim Size söylediklerim temelinde, tüm bu ilaçları keseceğim.
أحطتُّكَ عِلماً بكل المخاطر و المنافع. بالإستناد إلى ما أخبرتك به، سوف أوقف كل هذه العقاقير. و سوف أوقف هذه، على رأس قائمة كل هذه المخاطر.

bu ilaçları niye kullandıklarını anladım.
فهمتُ لماذا تُستخدم هذه العقاقير.

bu ilaçları al. Baş ağrısına, ateşe, ishale, her şeye iyi gelir.
احتفظ بهذا الدواء معك إنّه جيّد للصداع، الحمّى، الإسهال وكلّ شيء