bu insan tek eliyle bir otomobili kaldırabiliyor, göz açıp kapayınca ateş yaratabiliyor. | Open Subtitles | هذا الشخص بإمكانه رفع سيارة بيد واحدة يمكنه أن يخلق ناراً بومضة عين |
bu insan büyük ihtimalle şizofreninin bir çeşidine sahiptir. | TED | فعلى الأرجح أن يكون هذا الشخص مصاب بنوع من أنواع انفصام الشخصية |
Empati, size bu insan sevinçli, bu insan acı çekiyor diyen duygusal ya da bilişsel yankılanmadır. | TED | التعاطف هو الصدى العاطفي أو الصدى الإدراكي الذي يخبرك، أن هذا الشخص مسرور أو أن هذا الشخص يعاني. |
Bu, insan genomunun bir kopyasını kaydetmeye çalışan bir projeydi. | TED | كان ذلك مشروعاً يهدف لقراءة نسخة واحدة من الجينوم البشري. |
Bu İnsan Genom Projesine eşdeğerde büyük bir bilim projesi olmalı. | TED | وينبغي أن يكون هذا مشروع علمي كبير مكافئ لمشروع الجينوم البشري. |
bu insan korkusuzluğuyla ve türümüze olan sadakatiyle kendisini kanıtladı. | Open Subtitles | هذا الانسان أثبت نفسه لكي يكون شجاع وصديق موالي لنوعنآ |
Eğer bu insan tanıdığın biriyse onunla konuşman gerekir değil mi? | Open Subtitles | وإن كان هذا الشخص في حياتك الآن هل ستفعلين شيئاً حيال الأمر؟ |
Ancak bu insan ölene ve gerçek, onlara zarar vermeyecek hale gelene kadar bunu yapmayacağım. | Open Subtitles | لكن يجب أن أدع الأمور تستقر حتى يموت هذا الشخص و لا تمسه الحقيقة بسوء |
Artık bu insan olamam. | Open Subtitles | لا أستطيع لم يعد يمكنني أن اكون هذا الشخص بعد الآن |
- Çünkü sen bunu yaptıktan sonra artık aynı insan olmayacağım ve seninle bir kez daha bu insan olmak istedim. | Open Subtitles | ,لأنه بعد أن تفعل هذا ..أنا لن أكون نفس الشخص بعد الآن، و أردت أن أكون هذا الشخص القديم معك مرة أخرى |
Bir yas sisi içinde yıllardır uykudaymış gibi hissediyordum ama sonra işte bu insan beni canlı hissettirmişti. | Open Subtitles | شعرت كأنني كنت نائمه لسنوات في ضباب من الأسى وبعدها أتى هذا الشخص من يجعلني أشعر بالحياة.. |
Peki bu insan canlısı insan çipleri getirdi mi acaba? | Open Subtitles | وهل أحضر هذا الشخص الاجتماعي رقائق الكمبيوتر لي؟ |
Çünkü buradaki espri şu: bu insan zalim değil; bu insan o kadar sevgi dolu ve şeker ki onu giydirmeme ve resimlerini blogumda yayınlamama izin veriyor. | TED | لأن النكتة هنا هو أن هذا الشخص ليس متحكما: هو شخص جد ودود وعذب لدرجة أنه يدعني ألبسه أزياء غريبة وأضع صوره وهو يرتديها في مدونتي. |
bu insan bana bu hikâyeyi neden anlatıyor? | TED | لماذا يقول لي هذا الشخص هذه القصة؟ |
Peki bu insan, beyni bilgisayara bağlı şekilde belirli bir bilgisayar oyunu oynayabiliyorsa ve beynini bu çeldiricileri engelleme konusunda eğitebiliyorsa? | TED | ولكن ماذا لو تمكن هذا الشخص من مزاولة لعبة حاسوب معينة أثناء ما يكون دماغه متصلاً بجهاز حاسوب، ومن خلالها يدرّب دماغه على كبح هذه المشتتات؟ |
bu insan genomunun ilk defa dizilenmesidir. | TED | وقد كان السلسلة للمرة الأولى للجينوم البشري. |
İşte bu insan vücudunun içinde saklı olan gücün ta kendisidir. | TED | تلك هي الطاقة الموجودة في الجسم البشري. |
Ve onların karmaşıklığı, gelişmişliği gerçekten mucize gibi görülebilecek şeylerdir. Ve bence bu İnsan Genom Projesi'nde gerçekten bir skandal. | TED | وتراكبها وتطورها، هو أمر معجز حقيقة وأعتقد أنها حقيقة فضيحة مشروع الجينيوم البشري |
bu insan, sonuna kadar ona ihanet etmeyip ölecek mi? | Open Subtitles | هل هذا الانسان لن يخونها حتى النهاية ويموت ؟ |
"Bunlara sahip olmasam bu insan beni beğenir miydi?" | Open Subtitles | اّذ لم يكن لدي كل هذا هل سيكون هذا الانسان مُعجب بي او لا؟ |