"bu kadar geç" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذا الوقت المتأخر
        
    • متأخر جداً
        
    • متأخر كهذا
        
    • لهذا الوقت
        
    • بوقت متأخر
        
    • بهذا الوقت المتأخر
        
    • هذا الوقت المتأخّر
        
    • وقت متأخر جدا
        
    • فى وقت متأخر
        
    • أخرك كل هذا
        
    • سبب تأخرك
        
    Yağmura yakalandım ve Bu kadar geç kalacağımı düşünemedim, tamam mı? Open Subtitles لقد حصلت عاصفة في الطريق غير متوقعة في هذا الوقت المتأخر
    Martha da geçen Noel Bu kadar geç kalmamıştı. Open Subtitles مارثا لم تكن حتى هذا الوقت المتأخر من عيد الميلاد الماضي بنصف ساعة
    Sizi Bu kadar geç bir saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama komşular çığlık duyduklarını söylediler de. Open Subtitles أنا آسف لإزعاجك في وقت متأخر جداً لكن الجيران إتصلوا قائلين بأنهم سمعوا صراخاً
    Bu kadar tehlikeli bir yerde Bu kadar geç bir saatte ne yapıyorsun? Open Subtitles ماذا تفعلين في وقت متأخر كهذا في مثل هذا الحي الخطير
    Gönüllüler Bu kadar geç çıkmaz. Open Subtitles لا يبقى المتطوعون عادة لهذا الوقت المتأخر
    Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama yarın sabah seninle görüşmem gerekiyor. Open Subtitles أسفة على الإتصال بوقت متأخر لكن من الضروري أن أجتمع معكِ في الصباح
    Hayır, sadece... Bu kadar geç saatte kimseyi beklemiyordum. Open Subtitles كلا كنت لم أتوقع رؤيتك بهذا الوقت المتأخر
    Bu kadar geç saatte yolu arabalarla paylaşmaya pek alışık değilim de. Open Subtitles لم أعتد على رؤية السيّارات على هذا الطريق في هذا الوقت المتأخّر.
    Bu kadar geç bir saatte beni kabul ettiğiniz için sağolun, efendim. Open Subtitles شكراً لرؤيتى في هذا الوقت المتأخر يا سيدي.
    -Peki, eğer o beni Bu kadar geç arıyorsa, ben de onu geç bir saatte arayabilirim, değil mi? Open Subtitles حسنا ' أعتقد أنه إتصل متأخراً هذا الأسبوع ؟ إذن أستطيع الاتصال به هذا الوقت المتأخر من الليل .
    Bu kadar geç Lana'nın nöbetini alacak kimse olmaz sanıyordum. Open Subtitles لا أعتقد بأن لانا ستجد أحداً ما لتغطية إستلامها في هذا الوقت المتأخر
    Bu kadar geç ne yapıyorsun burada? Open Subtitles أو الشرطة يطرقون الباب في هذا الوقت من الليل ماذا تفعلين هنا في هذا الوقت المتأخر ؟
    Bu kadar geç aradığım için üzgünüm.Bir saniyen var mı? Open Subtitles أنا آسف لاتصالي بك في هذا الوقت المتأخر هل لديك وقت لي ؟
    Bu kadar geç aradığım için üzgünüm.Bir saniyen var mı? Open Subtitles أنا آسف لاتصالي بك في هذا الوقت المتأخر هل لديك وقت لي ؟
    Neden Bu kadar geç saate kaldın? Open Subtitles لماذا تعمل في وقت متأخر جداً ؟
    Neden Bu kadar geç kaldın? Open Subtitles ما الذي يبقيكِ هنا في وقت متأخر جداً ؟
    Seni Bu kadar geç rahatsız ettiğim için üzgünüm. Open Subtitles أنا .. أنا أسف لإزعاج بوقت متأخر جداً
    - Hayır, teşekkürler. Hayır, Bu kadar geç saatte ne yapıyorsun demek istedim? Open Subtitles لا شكرا ماذا كنت تفعل فى وقت متأخر كهذا ؟
    Ailen Bu kadar geç saatte burada olduğunu biliyor mu Hunter? Open Subtitles أيعرف والديكِ أنكِ هنا لهذا الوقت المتأخر ؟
    Hayır, demek istediğim neden Bu kadar geç bir vakitte Şartları değiştiriyorlar? Open Subtitles كلاّ، أعني، لمَ يغيّرون الشروط بوقت متأخر في اللعبة؟
    Sen aradın, seni Bu kadar geç saatte burada bulacağımı sanmazdım. Open Subtitles هو من إتصل بي ، لم أكن متأكدا أني سأجدك هنا بهذا الوقت المتأخر
    Bu kadar geç saatte gelmeme izin verdiğiniz için teşekkür ederim. Open Subtitles شكرًا لك على السماح لي بالزيارة في هذا الوقت المتأخّر جدًّا.
    Saatin Bu kadar geç olmasına rağmen benimle buluşmayı kabul ettiğiniz için sağ olun. Open Subtitles نقدر لكم الأولاد رؤية لي في وقت متأخر جدا.
    -Neden Bu kadar geç kaldın? -Bilirsiniz işte, Usta. Open Subtitles ما الذي أخرك كل هذا الوقت - تعرف يا معلمي -
    Nasıl Bu kadar geç kalabiliyorsun? Open Subtitles ؟ ما سبب تأخرك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more