Aman Tanrı'm Bu mükemmel. Ben sadece ilaçlarımı değiştirmek istiyordum. | Open Subtitles | يا إلهي، هذا رائع كنت أبحث عن تغيير الأدوية فقط |
- Sen bir şey söylemeden önce... - Sen tanrıçasın. Bu mükemmel. | Open Subtitles | .. ـ قبل أن تقولين أيّ شيء ـ إنّك بارعة، هذا رائع |
Sen delisin! Hayır, değilim! Bu mükemmel. | Open Subtitles | لا, هذا ممتاز إنه أفضل من مجرد إنتقالك إلي هنا |
Evet öyle, biradan şaraba yeni bir yeni bir sayfa açıyorum...Bu mükemmel. | Open Subtitles | نعم، أنا أفتح صفحة جديدة من البيرة إلى النبيذ لذلك هذا مثالي |
Bu mükemmel, huh? Olacak olan diğer şey, deli doktoru tarafından tekrar değerlendirilmem. | Open Subtitles | هذا عظيم ولكن الشيء التالي الذي سأعرفه أنني سأعاقب من قبل قسمي مجددا |
Bu mükemmel çünkü bu sayede hem onları eğitip hem heyecanlandırabiliriz. | Open Subtitles | إنّ ذلك رائع, لأن حينها يمكننا تعليمهم ونجعلهم يتحمّسون بالوقتِ نفسه. |
Kahretsin! Bu mükemmel Kimya laboratuarı ve yapboz. | Open Subtitles | تباً أنظر هذا رائع معمل الكيمياء وصورة الألغاز |
Elektronik postaların hiç kişisel olmadığını düşünüyor. Bu mükemmel. | Open Subtitles | لأنها تقول أن الرسائل الألكترونية عامة جداً هذا رائع |
Bu mükemmel! Şehirde bir simyacı olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | هذا رائع لم أعلم بوجود الكميست في مدينتنا |
Oh. Demek çifte randevu. Bu mükemmel. | Open Subtitles | اوه انه موعد مزدوج حسنا هذا رائع هذا عظيم |
Bu mükemmel. Demir hatları iblisler geçemezler. | Open Subtitles | هذا رائع الخطوط المعدنية لا يمكن للكائنات الشيطانية عبورها |
Bu mükemmel canım ama peki ya konuşmanın geri kalanı? | Open Subtitles | هذا رائع يا عزيزتي ولكن ماذا عن بقية المحادثة؟ |
Görüyor musun, Bu mükemmel. Şimdi bana ve arkadaşlarına sahipsin. Bu bir ilüzyon! | Open Subtitles | أتري، هذا ممتاز الآن حصلت علي وعلى أصدقائك |
ondan beri birlikte olmayı ve aramayı anlamlı buluyoruz,Bu mükemmel. | Open Subtitles | و كنّا نود الاتّصال و اللقاء منذ، إذن هذا، أه، هذا ممتاز |
Bu mükemmel. Yeterince bant kullanmayı unutma. | Open Subtitles | هذا ممتاز ولكن تذكري إستعمال مايكفي من الأشرطة حسناً |
İstediği sadece kendisine uyan bir ceset. Yani seninki. Bu mükemmel bir plan. | Open Subtitles | إنه يحتاج جثةً أخرى فقط , جثتك هذا مثالي |
Ben yaptıracağım çünkü Bu mükemmel. | Open Subtitles | كلا ، سأجعلك تنهض ، لأن هذا مثالي بشكل عجيب |
Bu mükemmel. Kollar düz olacak. | Open Subtitles | ذلك رائع , مدي ذراعك بشكل مستقيم |
Bu mükemmel olacak. Bu kitaplar zeki insanlar tarafından yazılıyor, ve zeki insanlar sorunların nasıl çözüleceğini bilirler. | Open Subtitles | سيكون هذا رائعاً ألف الكتب أشخاص أذكياء |
Seni pazar günü oraya götürür. Bu mükemmel. | Open Subtitles | يستطيع أخذك هناك يوم الأحد, ذلك مثالي |
Ah, evet, Bu mükemmel. | Open Subtitles | اوه ، نعم ، انه رائع |
Merak etme. Bu mükemmel. - Güzel. | Open Subtitles | لا تقلقِ انه مثاليّ جيد |
Evet, bence Bu mükemmel. | Open Subtitles | حسنا. أعتقد إنه مثالى |
Hayır, Bu mükemmel. | Open Subtitles | كلّا، إنه مثالي |
Bu mükemmel. | Open Subtitles | هذا هو الكمال |
Roy, görmüyor musun? Bu mükemmel. Burası senin eski okulun. | Open Subtitles | روى" الا ترى هذا" هذا مثالى ، انها مدرستك القديمه |
Aman tanrim, Bu mükemmel. | Open Subtitles | يا إلهي ، هذا مُمتاز |
"Bence Bu mükemmel bir görev, Komutanım." | Open Subtitles | قد أقول هذه مهمّة ممتازة يا سيّدي |