- Konuş bakalım. - Ben bu mağazayı daha verimli hale getirmek için yollandım. | Open Subtitles | تحدث إلى لقد تم إنتدابى إلى هنا لكى أرفع من شأن هذا المتجر |
Tek mesele, bu mağazayı bir günlüğüne müşterilerle doldurup taşırmak. | Open Subtitles | كل مايهم هو أني سأملأ هذا المتجر بالزبائن في يوم واحد |
Birileri bu mağazayı temizlemeye çalışmış. | Open Subtitles | شخص ما سوف يقوم بتنظيف هذا المتجر |
Leclair bu mağazayı şu an olduğu haline getirmeye yardım etti. İşleriniz ve hayatlarınız için ona teşekkür etmelisiniz. Onu haketmiyorsunuz. | Open Subtitles | (هنري لكلير) ساعد بجعل هذا المتجر ما هو عليه الآن وظائفكم, معيشتكم, عليكم شكره عليها, إنكم لا تستحقونه |
bu mağazayı çok seviyorum. | Open Subtitles | أحب هذا المتجر |