bu miktarda parayı asla toparlayamayız. | Open Subtitles | لن نتمكن أبدا من الحصول على هذا القدر من المال |
bu miktarda bir güç kesinlikle kurbanın boynunu kıracaktır. | Open Subtitles | هذا القدر من القوة من شأنه بالتأكيد ليّ عنق الضحية ماذا؟ |
Hiç birimizde bu miktarda para yok, elimizdeki bütün bozuk paraları bile toplasak çıkmaz. | Open Subtitles | حسناً، ولا واحد منا معه هذا المبلغ و لا حتى إن كدّسنا كُل ما نملك |
Bak, biz sadece çalışan adamlarız. bu miktarda para geçmez elimize. | Open Subtitles | نحن نعمل بأنفسنا ولا نملك هذا المبلغ من المال |
bu miktarda parayı kazanman ne kadar sürer? | Open Subtitles | كم يتطلب من الوقت لكي تكسب هذا المقدار من المال |
bu miktarda parayı kazanman ne kadar sürer? | Open Subtitles | كم يتطلب من الوقت لكي تكسب هذا المقدار من المال |
bu miktarda altını, ABD Dolarını ve Avro'yu teslim ediyorsun. | Open Subtitles | عليك أن تسلم هذه الكمية من الذهب والدولارات الأمريكية واليورو |
bu miktarda karbolik asit için birinin onu zehirliyor olması gerekir. | Open Subtitles | وأنا أتحدّث الآن عن المريضة إن كانت لديها تلك الكمية منه |
Meslektaşlarınızın çoğu, bu miktarda bir parayı sadece 25 bölgeye dağıtmak istemeyecektir. | Open Subtitles | مُعظم زملائكم لا يريدون صرف هذا القدر من المال فقط في 25 مقاطعة. |
Bizse her yıl, bu miktarda CO2'yi acımasızca havaya salıyoruz. | Open Subtitles | و نحنُ نضيف هذا القدر من ثاني أكسيد الكربون في الهواء كل سنة من دون شفقةً سنة بعد سنة. |
Beyefendi, bu miktarda nakit gereken hiçbir yasal iş olanağı yoktur. | Open Subtitles | سيدي، ليست هناك فرص تجارية شرعية تتطلب هذا القدر من الأموال نقداً. |
Elinde bu miktarda nakit tuttuğundan haberleri varmış. | Open Subtitles | لابد أنّه لديك فكرة حول من دفعت له هذا المبلغ |
bu miktarda bir parayı bir yere yatırıp öylece bırakmazlar, değil mi? | Open Subtitles | هي لا تضع هذا المبلغ في مكان واحد وتتركها هناك، صحيح؟ |
bu miktarda bir yatırım falan yapmadım. | Open Subtitles | أنا لم أضع هذا المبلغ في أي مكان |
Yargıç kefaleti her birimiz için yarım milyona çıkartır. Ve hiçbirimiz bu miktarda bir paraya sahip değiliz. | Open Subtitles | والقاضي ينفذ طلبه , والكفالة رفعت الى نصف مليون دولار للشخص الواحد , ولا أحد مننا لديه هذه الكمية من المال |
Yeraltında yaşadığınız zaman, bu miktarda parayı edinmek çok zor. | TED | الآن , تعرفون , لو إنكم تعيشون تحت الأرض فمن الصعوبة البالغة إنتاج هذه الكمية من الأموال . |
bu miktarda beyin faaliyetiyle oynamak ölümcül sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | حيث ان تعطيل تلك الكمية من نشاط الدماغ سوف تكون مميتة |
Bu tip alerjisi olan birisi bu kadar bu miktarda alkolü asla alamaz. | Open Subtitles | شخص ما بمثل هذا الحساسية لن يكون قادر على إبتلاع تلك الكمية من الكحول |