Eğitimli bir katilim. Seni bu ofisteki her şeyle öldürebilirim. | Open Subtitles | أنا قاتل مدرَّب يمكنني قتلك بأي شيء في هذا المكتب |
bu ofisteki her şey benim üzerimde yürütülür! | Open Subtitles | كل شيء يجري في هذا المكتب يتم من خلالي أنا |
Şunu anladım ki bu ofisteki bazıları ofisteki diğer kişilerle pek iyi anlaşamıyor. | Open Subtitles | لقد لفت انتباهي أن بعض الناس في هذا المكتب لا يتفقون مع ناس آخرين في هذا المكتب. |
Ben bu ofisteki herkesden daha espiriliyim. | Open Subtitles | أنا مرحة أكثر مِن جميع . من في هذا المكتب |
Bende liste falan yok. bu ofisteki kimsede de yok. | Open Subtitles | ليس لدى قائمة، لا أحد في هذا المكتب لديه |
Lakin ufak bir değişiklik söz konusu, bundan böyle bu ofisteki hiçbir şeyde bizimle beraber olmayacaklar. | Open Subtitles | لكن من المهم جدا التكيف مع أحد منهم لن نكون سريين كثيرا لأي من يعملون في هذا المكتب |
bu ofisteki herkesin, birbiriyle saygı içinde konuşmasını istiyorum | Open Subtitles | أنا أتوقع من الجميع أن يتخاطبوا باحترام مع بعضهم في هذا المكتب في جميع الأوقات |
Sen ve bu ofisteki herkes federal hapishaneden Art Mullen'a... | Open Subtitles | أنت والآخرون في هذا المكتب سوف تقومون بكتابة |
Nasıl olsa bu ofisteki hiç kimse bir şey yaşayamayacak. | Open Subtitles | لا أحد في هذا المكتب يستطيع المساعدة |
Bak Jim, bu ofisteki iki numaralı eleman sensin. | Open Subtitles | حسناً, " جيم ", أنت الرجل رقم أثنين في هذا المكتب |
Hanımefendi, tüm saygımla bu ofisteki herkes iddialardan aklanana kadar... | Open Subtitles | سيّدتي، بكُلّ الإحترام، حتى كُلّ شخص في هذا المكتب واضح من الإدعاءات... |
bu ofisteki herkes için kefil olabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أكفل لكُلّ شخص في هذا المكتب |
Çünkü bu ofisteki herke biliyor. | Open Subtitles | لأن كل شخص في هذا المكتب يعرف |
bu ofisteki erkeklerin nesi var? | Open Subtitles | من هو الرجل في هذا المكتب ؟ |
bu ofisteki kaynakları kullanın. | Open Subtitles | ... استعملو المصادر في هذا المكتب |
Pam'i bu ofisteki herkesten daha iyi tanırım. | Open Subtitles | أعرف (بام) أفضل من أي أحد في هذا المكتب |