Ve bir gün, umarım Bu olduğu zaman, orada olurum, ondan nefret edeceksin. | Open Subtitles | فى يوم من الايام,وأدعوا الله أن أكون هناك عندما يحدث ذلك اليوم, سوف تكرهينه. |
Bu olduğu zaman, onlar da zamanda yolculuğa başlarlar. | Open Subtitles | عندما يحدث ذلك , فإنها تبدأ بالسفر عبر الزمن |
Ve Bu olduğu zaman, keşke şöyle yapsaydım, keşke böyle etseydim demekten vazgeçip yola devam etmelidir bence. | Open Subtitles | و عندما يحدث هذا يجب أن تنسى ما كان يجب فعله و تستمر بحياتها |
Bu olduğu zaman, her şeyiniz ölmüyor. | Open Subtitles | عندما يحدث هذا الأمر ، لا يموت جسدكم كله |
Ve Bu olduğu zaman polislerin çılgına dönmesi an meselesi olacak. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك ستكون مسألة وقت فقط قبل أن يجن رجال الشرطة |
Ve Bu olduğu zaman, şeylere olan bakışın değişir. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك تتغير الطريقة التي تنظر بها للأشياء |
Bu olduğu zaman, birinin orada olacağını bilmek istedin. | Open Subtitles | و تريد ان تتأكد من وجود أحدهم عندما يحصل ذلك |
Bu olduğu zaman ona yakın olmanı istemiyorum. | Open Subtitles | ما تستحق وانا لا اريد لك الوقوف بجانبها عندما يحدث ذلك |
"Öncelikle Bu olduğu zaman ve bu olmalı." | Open Subtitles | """اولا: عندما يحدث ذلك يجب ان يكون كما يجب .""" |
Bu olduğu zaman tek başına kalacaksın. | Open Subtitles | ستكونين لوحدكِ عندما يحدث ذلك. |
- Bu olduğu zaman nefret ediyorum. | Open Subtitles | -أنا أكرهه عندما يحدث ذلك |
Genellikle Bu olduğu zaman, bir süre ortadan kaybolur çağrılarıma cevap vermezdi. | Open Subtitles | عادتاً عندما يحدث هذا تختفى لفتره لم ترد على مكالماتى |
Ve Bu olduğu zaman bir özürü hakediyor olacağım. | Open Subtitles | و عندما يحدث هذا سأكون ممتنة لو اعتذرت |
Bu olduğu zaman nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره عندما يحدث هذا |
Bu olduğu zaman gidecek bir yeri olmayacak. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك... لن يكون لديه مكان ليعود إليه... |
Ve Bu olduğu zaman kutlama yapacağız. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك سوف نحتفل |
Bu olduğu zaman, Percy'nin kodu işlevsiz kalacak. | Open Subtitles | لن تعمل شيفرة (بيرسي) عندما يحصل ذلك. |