- Gitmemin sebebinin bu olmadığını biliyorsun. - Biliyorum, biliyorum. | Open Subtitles | ـ تعرف أن هذا ليس سبب رحيلي ـ أعلم، أعلم |
Eğer devamını da okusaydın, düşündüğüm şeyin bu olmadığını görürdün. | Open Subtitles | لو قرأت كل الملف لعلمت أن هذا ليس صحيحاً |
Eğer devamını da okusaydın, düşündüğüm şeyin bu olmadığını görürdün. | Open Subtitles | أننى خائف؟ لو قرأت كل الملف لعلمت أن هذا ليس صحيحاً |
Aslında dans kursuna gitmeyi ya da seyahate çıkmayı tercih ederim ama, olsun. Ama asıI meselenin bu olmadığını anladım. | Open Subtitles | إن الأمر ليس متعلقاً بأخذ دروس في الرقص أو السفر إلى مكان ما و لكنني أدرك أن هذه ليست الفكرة |
İstediğimin bu olmadığını söylememin faydası yok. Öyle zorsun ki. | Open Subtitles | لا جدوى من القول بأن هذا ليس ما أريده ، أنتِ صعبة المراس |
Ama asıl eğlenceli kısmın bu olmadığını anlamanı beklerken benim her yanıma ağrılar saplandı. | Open Subtitles | وفي الأثناء، بدأت مؤخرتي تؤلمني بانتظار أن تكتشف أن هذا ليس هو الجزء الممتع |
Aradığımız köpekbalığının bu olmadığını söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أعني أن هذا ليس هو القرش الذي نبحث عنه |
Bunu yazmamın sebebinin bu olmadığını farkettiğim. | Open Subtitles | لقد أدركت أن هذا ليس سبباً يحتم علي كتابة ذلك |
Annemin son zamanlardaki öfkesinde genel düşüşün tek kanıtının bu olmadığını bildirmek canımı sıkıyor. | Open Subtitles | أنا خائفة من ذكر أن هذا ليس الدليل الوحيد على الإنخفاض العام في مزاج والدتي مؤخراً |
Heyecan istiyorum dediğinde kasettiğinin bu olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس ما قصدته عندماقلتأنكتريدالمتعة. |
Bu işi başlattığında istediğinin bu olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن هذا ليس ما أردته عندما بدأتي هذا |
Bana sebebinin bu olmadığını söyle, ve bu konuyu son açışım olsun. | Open Subtitles | قل لي أن هذا ليس هو السبب وستكون هذه هي المرة الأخيرة التي أفتح فيها الموضوع |
Lütfen arama sebebinin bu olmadığını söyle. | Open Subtitles | رجاءا أخبرينى أن هذا ليس ما تتصلين بشأنه |
Şuan duymak istediklerinin bu olmadığını biliyorum, ama bu odayı terkedemezsin. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس ما تريدين سماعه الآن ولكنك لن تغادري هذه الغرفة |
Ama ikimiz de aslında olanın bu olmadığını biliyoruz.. | Open Subtitles | لكنّك وأنا نعلم أن هذا ليس ما حدث فعليًّا. |
Hadi ama. Uçağa binme nedenin bu olmadığını ikimizde biliyoruz. | Open Subtitles | بحقّك، كلانا يعلم أن هذا ليس سبب استقلالك الطائرة. |
Aslında, arzulamış olduğun hayatın bu olmadığını ima ediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انه جيد ما أنت تقوله في الحقيقه أن هذه ليست الحياه التي كنت تريدها ، أليس كذلك ؟ |
Kafanda kurduğun şeyin tam olarak bu olmadığını biliyorum ama herhangi bir projeyi onaylatabilmek bile zaferdir. | Open Subtitles | أعلم أن هذه ليست رؤيتك بالضبط. و لكن إقامة أي مشروع يعتبر إنتصاراً. |
- Onları alma yolunun bu olmadığını çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | -متعلمين جيداً أن هذه ليست الطريقه للحصول عليهم |
Duymak istediğin şeyin muhtemelen bu olmadığını biliyorum ama umarım anlayış gösterirsin. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا ليس ما تودّين سماعه، لكن آمل بأن تتفهمّين، |
Son birkaç senedir arkamda olduğun için teşekkür ederim çünkü istediğin ya da umduğum şeyin bu olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | شكراً لبقائك معي في السنوات القليلة الماضية لأنني أعرف بأن هذا ما أردت ما تأملين له |
Lütfen gruptaki rolümün bu olmadığını söyleyin. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني بأن هذا لن يكون هو دوري بالمجموعة |