Artık nedenini biliyorsunuz ve kanımca bu programın amacı da bu. | TED | الآن تعرف لماذا، وبالنسبة لي، هذه هي الغاية من هذا البرنامج. |
Thaler ve benim bu programın bir parçası olmaktan ve fark yaratmaktan ne kadar mutlu olduğumuzu söylememe gerek yok. | TED | ولا حاجة لكي أقول أن تايلر وأنا كنا محظوظين لكوننا جزءا من هذا البرنامج وقد أحدثنا فرقا. |
bu programın güzel olduğunu düşündüğüm yönlerinden biri de kimsenin tek başına katılmasına izin verilmemesi. | TED | أحد الأشياء التي أعتقد أنها رائعة جداً عن هذا البرنامج أنه لا يُسمح لأحد أن يفعل ذلك بمفرده |
bu programın amacı... daha iyi bir ilişki kurulmasını sağlamak, tabii biz polislerle... | Open Subtitles | غرض هذا البرنامجِ. أَنْ يُطوّرَ علاقة عمل أفضل بيننا، و بين الشرطة. |
bu programın dünya çapında birçok şehir için... örnek oluşturacağına inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن مقتنعون بِأَنَّ هذا البرنامجِ سَيَخْدمُ. كنموذج للمُدنِ حول العالمِ. |
bu programın büyük etkisini gösteren açık kanıtlarımız var. | TED | لدينا دليل واضح على التأثير العظيم لهذا البرنامج. |
Ama bu programın iyi yönleri sadece yemekten daha fazla. | TED | ولكن فوائد هذا البرنامج تمتد إلى ما وراء الطعام |
2 yıl sonra ise, bu programın ilk mezunu oldum. Hapishane içinden Londra Üniversitesi diploması aldım. | TED | وبعد عامين، أصبحت أول خريج من هذا البرنامج من جامعة لندن من خلال نظام السجن. |
bu programın ismi "X-ray. " Bütün bebekler yürümeden önce emeklemek zorundadır. | Open Subtitles | شباب هذا البرنامج يسمى أشعة إكس سوف تخوضونه , كل الأطفال يجب عليهم الزحف قبل المشي |
Eğer bu programın kurtulmasında katkıda bulunursanız her biriniz kendinizi çok iyi hissedeceksiniz. | Open Subtitles | لو كان لكم دور في أنقاذ هذا البرنامج كل واحد منكم |
Ben Andy Kelley bu programın yöneticisiyim. | Open Subtitles | مرحباً أنا أندي كيلي أنا مُشرف هذا البرنامج |
Efendim, yıllardır bu programın bir parçası olmak istiyordum. | Open Subtitles | سيدي ، لقد اردت ان أكون جزءا من هذا البرنامج لسنوات. |
Aslında bu programın korsanı çıkmasın diye çok çalışıyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد تجنبنا بصعوبة تعرض هذا البرنامج للقرصنة |
Ve biliyorum ki, bütün yapmam gereken bu programın bir gün olsun işe yaramasını sağlamak. | Open Subtitles | وأعرف أن كل ما سأفعله هو عمل هذا البرنامج,يوم ما,في وقت ما |
Şimdi size bizim, bizim derken bu programın soruşturmaya yardımcı olduğunu söylesem ne dersiniz? | Open Subtitles | ماذا لو قلت لكم اننا وبنحن أعني هذا البرنامج ساعد في هذا التحقيق؟ |
bu programın amacı daha iyi bir ilişki kurulmasını sağlamak, tabii biz polislerle... | Open Subtitles | غرض هذا البرنامجِ. أَنْ يُطوّرَ علاقة عمل أفضل بيننا، و بين الشرطة. |
bu programın dünya çapında birçok şehir için örnek oluşturacağına inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن مقتنعون بِأَنَّ هذا البرنامجِ سَيَخْدمُ. كنموذج للمُدنِ حول العالمِ. |
bu programın amacı basitçe şudur. | Open Subtitles | غرض هذا البرنامجِ ببساطة هذا - |
bu programın amacı basitçe şudur. | Open Subtitles | غرض هذا البرنامجِ :ببساطة هذا |
Bu öğrenme programı genomdur, ve bu programın kodu da DNA'dır. | TED | البرنامج التعليمي هو ‘جينوم‘، والرمز لهذا البرنامج هو الحمض النووي، DNA. |