Eminim yarın bu saatlerde ne kadar adi olduğunu hatırlamayacak. | Open Subtitles | أنا متاكد أن بحلول الغد في هذا الوقت لن تتذكر |
Bu bir Amerikan radyosu. bu saatlerde caz çalıyor. | Open Subtitles | هناك محطة أمريكية في هذا الوقت تذيع أغاني الجاز |
Ben Isabelle. bu saatlerde gelmeye başlayacağınızı söylediler. | Open Subtitles | انا ايزابيل اخبروني انكم ستأتون بهذا الوقت |
- Sen git, rahatsızlık vermek istemem. Verme o zaman! - Yarın bu saatlerde mutlu olacaksın. | Open Subtitles | حسنا أيتها السخيفة، غدا في مثل هذا الوقت سوف تكونين سعيدة |
Yarın bu saatlerde çimlerde tavus kuşlarını kovalıyor olacaksın. | Open Subtitles | غدآ فى هذا الوقت ستطاردين الطاووس فوق العشب |
Yarın bu saatlerde araçları incelemeye başlarız. | Open Subtitles | فيوم غدٍ بمثل هذا الوقت سنحقق بأمر المركبات |
Yarın bu saatlerde gitmiş olacak. | Open Subtitles | بهذا الوقتِ غداً، هو سَيَذْهبُ. |
Sadece düşün. Yarın bu saatlerde, pterodaktus eşliğinde serinliyor olacağız-- | Open Subtitles | فقط فكر , في هذا الوقت غداً ، سنكون على الزاحف المجنح محلقين |
bu saatlerde kapıyı daima ateş ederek açarım; çünkü gecenin bu saati dışarıda bir çatlaktan ya da polisten başka birisi çalmaz senin kapını. | Open Subtitles | بنت أنا دائماً أفتح الباب في هذا الوقت من الليل وأطلق النار بسبب عدم وجود أي شئ سوى رئيس الشّق |
Yarın gece bu saatlerde,Fransada olabilirim. | Open Subtitles | غير مقيده وحيه في هذا الوقت غداً سأكون في فرنسا |
Yarın bu saatlerde ayak parmaklarının arasında kumlar ve bacaklarının arasında bir adamla uyanabilirsin. | Open Subtitles | في هذا الوقت غداً يمكن لك ان تستيقظي لتجدي الرمال تحت قدميك ورجل بين ساقيك خيارك ؟ |
Boşver, bu saatlerde kafamın dumanlı olması gerekiyordu. | Open Subtitles | أيا يكن يا صاح ، لقد أعتقدت أنني سأكون مخدراً بهذا الوقت |
Su örneği hızlı gönderiyle geliyor. Yani yarın bu saatlerde, bazı yanıtlar almış olmamız lazım. | Open Subtitles | عينة الماء في طريقتها عبر البريد، لذا بهذا الوقت غدًا قد يكون لدينا بعض الأجوبة |
Öğretmendir. Genellikle bu saatlerde gider. | Open Subtitles | إنه مُعلم بالمدرسة، وعادة ما يذهب بهذا الوقت. |
Yarın bu saatlerde bacağı morarmaya başlayacak. | Open Subtitles | فى مثل هذا الوقت غدا ستكون ساقه بدات فى الهلاك |
Yarın bu saatlerde bir beyefendi olacaktım. | Open Subtitles | في مثل هذا الوقت من يوم غد كنت سأكون من السادة المحترمين |
Hesaplamalar yarın bu saatlerde tam yeri gösterir. | Open Subtitles | الإعادة يجب أن تحدد الموقع بدقّة في مثل هذا الوقت غداً |
Ben küçükken annem beni bu saatlerde buraya getirirdi. | Open Subtitles | عندما كنت صغيره كانت امى تحضرنى الى هنا فى هذا الوقت تقريبا |
Dün bu saatlerde evim mezar gibiydi. | Open Subtitles | أتعلم أعني البارحة بمثل هذا الوقت منزلي يبدوا كالقبر |
Çok mutluyum,yarın bu saatlerde bay ve bayan Malone olacağız. | Open Subtitles | l'm سعيد جداً. بهذا الوقتِ غداً، نحن سَنَكُونُ السّيدَ والسّيدةَ سام مالون. |
İşin aslı bu saatlerde çoktan ölmüş olabilir. | Open Subtitles | في الواقع الذي هو قد يدخل في هذه الساعة بالذات |
Bu nedenle, yarın akşam bu saatlerde kardeşlerinizin önünde, her birinize sopayla 10'ar kere vuracağım. | Open Subtitles | لذا، مساء الغد في مثل هذه الساعة سوف أقوم بضرب كل واحد منكم أمام أخوته عشر ضربات بالعصا |
Normalde bu saatlerde rahatlamış olursun ama gerginsin. | Open Subtitles | هذا هو الوقت الذي بالعادة تأخذينه لتأخذي أنفاسك التي من الواضح أنك تفقدينها |
Avukatlarım yarın bu saatlerde beni çıkaracaklar. | Open Subtitles | محاميّ سيخرجني من هنا بنفس هذا الوقت غداً |