"bu sandalye" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذا الكرسي
        
    • هذا المقعد
        
    • هذاالمقعدمحجوز
        
    Bayan Gordon, söyler misiniz, neden Bu sandalye onun için çok kıymetliydi? Open Subtitles آنسة جوردن ، اخبريني لم كانت تجلس طويلا على هذا الكرسي ؟
    O zamandan beri Bu sandalye, iyilikten anlamayan bu adanın bekasını korumak için limanı gözlediğim hisarımın üzerinde bulunuyor. Open Subtitles ومنذ لك الوقت، أصبح هذا الكرسي هنا، فوق حصنيّ الذي أراقب منه الميناء، وأحميه لمصلحة هذه الجزيرة الناكرة للجميل.
    - Seninle kıyaslandığında Bu sandalye de dahidir - Bu müthiş bir akıldan çıkan bir plan. Open Subtitles ـ مقارنة بك فإن هذا الكرسي عبقري ـ هذا تخطيط عقل عظيم
    Ödevin bitene kadar, poponun tekmemden uzak kalabileceği tek yer Bu sandalye! Open Subtitles حتى تنتهي من حل واجباتك المكان الوحيد الآمن لك من قدمي هو هذا المقعد
    Eğer bana katılmak istersen, Bu sandalye boş. Open Subtitles في حالة إن كنت تتسائلين ، هذا المقعد شاغر
    Hayatımın geri kalanı boyunca, Bu sandalye bana yaptığımı hatırlatacak. Open Subtitles لبقية حياتي، سيذكرني هذا الكرسي بما اقترفته.
    Bu sandalye kumaşı sıkıştırılmış köpükten yapıldı. Open Subtitles مقعد هذا الكرسي مصنوع من الرغوة المضغوطة
    Bacaklarınız uzun olduğundan Bu sandalye rahatsız edecektir. Open Subtitles هذا الكرسي لايناسـب أصحاب السـيقان الطويلة
    Bu durum benim için Bu sandalye kadar gerçek. Open Subtitles هذهالحالة.. بالنسبة ليّ، أنها حقيقية مثل هذا الكرسي.
    Bu sandalye ile kapının açılmasını engelleyeceğim. Open Subtitles سأحرك هذا الكرسي وأغلق به الباب
    Bu sandalye sayesinde bir insandan fazlasıyım. Open Subtitles لأن هذا الكرسي يجلعني أكثر من إنسان
    Ne yapıyorsun? ! Bu sandalye benim oluyor. Open Subtitles . ان كنت لا تمانع , ان هذا الكرسي ملكي
    Bu sandalye ergonomik olarak kasılmalara karşı dizayn edilmiş. Open Subtitles ... حسنا أقصد أن هذا الكرسي مصصم بعناية لتحسين تموضع الجسم
    İyisiyle, kötüsüyle, Bu sandalye benim bir parçam. Open Subtitles في السراء والضراء، هذا الكرسي جزء مني.
    Bu sebepten ötürü, Lucille Bluth'un duruşmasındaki Bu sandalye boştu. Open Subtitles ولهذا السبب هذا الكرسي (كان خالياً في محاكمة (لوسيل بلوث
    Güzel bir kadın yaklaşıyor. "Bu sandalye dolu mu?" diye soruyor. Open Subtitles امرأة جميلة تقترب و تسأل هل هذا المقعد محجوز ؟
    Güzel bir kadın yaklaşıyor. "Bu sandalye dolu mu?" diye soruyor. Open Subtitles امرأة جميلة تقترب و تسأل هل هذا المقعد محجوز ؟
    Afedersiniz Bu sandalye boş mu? Open Subtitles أعذرنـي هـل هذا المقعد مـحجوز؟
    Ben de bir şey anlatıyordum ama Bu sandalye senin için o kadar önemliyse... Open Subtitles حسناً ولكنني كنت أفكر ... لو كان هذا المقعد مهماً لكِ
    Evlat, Bu sandalye seni daha güçlü yapıyor. Open Subtitles يا بني ، هذا المقعد يجعلك أقوى
    Bu sandalye yüksek derim ben. Open Subtitles هذا المقعد مرتفع ، من رأيي
    Kesin bu rolü alırdım. Üzgünüm, Bu sandalye dolu. Open Subtitles حقاًأجدتهذاالدور آسف,هذاالمقعدمحجوز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more