"bu soğukta" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذا البرد
        
    • في البرد
        
    • بهذا البرد
        
    • هذا الصقيع
        
    • هذا الطقس البارد
        
    • هذا الجو البارد
        
    Bu soğukta, o daha ne kadar hayatta kalabilirdi ki? Open Subtitles في هذا البرد القارص، كم يُمكنها أن تعيش؟
    Nasıl bütün gece boyunca, Bu soğukta, çatı katında balkabağının kendini göstereceğine inanarak bekliyorsun? Open Subtitles كيف تجلس هنا طول الليل هنا في السطح في هذا البرد ؟ و ما زلت تملك الإيمان بانك قرعتك ستظهر ؟
    Bir yerde sıcak bir kahve içeceğine Bu soğukta dışarıda dolaşıyor. Open Subtitles يتمشى في البرد بينما بوسعه الاحتماء في الداخل مع كوب مع القهوة
    Hangi anne-baba çocuğunu Bu soğukta dışarıda bırakır? Open Subtitles أي نوع من الأهل يتركون طفلتهم خارجاً بهذا البرد ؟
    Burada Bu soğukta yüzmek istiyor. Open Subtitles تريد أن تسبح هنا في هذا الصقيع
    Bu soğukta on kilometre yol yürüdük. Open Subtitles نمشي في هذا الطقس البارد لمسافة خمسة أميال.
    Bu soğukta çıkıp gitti yani ha? Open Subtitles اذا فقد خرجت في هذا الجو البارد ؟
    Bu soğukta öküzleri ve arabaları kullanmazsak eğer, bizden bu kadar çok buzu taşımamızı bekleyebilir misiniz? Open Subtitles اذا لم نستعمل البقرات و العربات في هذا البرد, كيف تتوقعنا سنحرك كل هذا الثلج?
    Bu soğukta hayatta kalmaları için, kovanın dışındaki dünyanın sıcak olduğuna inanmalılar. Open Subtitles ,لتعيش في هذا البرد يجب عليها أن تعتقد أن الجو خارج الخلية دافئ
    Bir ideal uğruna mı Bu soğukta duruyorsunuz? Open Subtitles أنتم تقفون هنا في هذا البرد من أجل فكرة ؟
    Burada, giydikleri ayakkabılarıyla üzerine basamayacakları için mecburen ayakkabılarını çıkartıp Bu soğukta, kutuların içine çıplak ayakla girip böyle bir iş yapıyorlar. TED وهنا، لا يمكنهم أن يفعلوا ذلك بنوع الأحذية الذي يرتدونه، لذلك يتوجب عليهم خلع أخذيتهم، أن يكونوا حافي القدمين في الصناديق في هذا البرد وأداء ذلك النوع من العمل.
    Beni burada, Bu soğukta böylece bırakamazsınız. Open Subtitles ليس لديكم أى دم لتتركونى فى هذا البرد
    Bu soğukta ne kadar uzaktan geldiğimi keşke bilseydiniz! Open Subtitles إذا علمتِ فقط من أين أتينا في هذا البرد
    Bu çok garip. Küçük dostumuzun kovanında olması gerekirdi Bu soğukta uçması değil. Open Subtitles الغريب أن ذكر النحلة هذا يفترض أن يكون في تبيته الشتوي، ليس أن يطير هنا في البرد.
    Sırf saçını o şapkayla kapatasın diye Bu soğukta buraya geldiğimizi söyleme. Open Subtitles قل لي إننا لم نخرج في البرد فقط لكي تغطي شعرك بهذه القبعه
    Grimaud sana Bu soğukta burada oturman için yeterince para veriyor mu? Open Subtitles هل يدفع لك غريمو ما يكفي لتجلس هنا في البرد
    Hangi anne-baba çocuğunu Bu soğukta dışarıda bırakır? Open Subtitles أي نوع من الأهل يتركون طفلتهم خارجاً بهذا البرد ؟
    - Yoksa donacağım Bu soğukta. Open Subtitles -سألقى حتفي متجمداً في هذا الصقيع
    Sizi Bu soğukta bu kadar beklettiğim için özür dilerim. Open Subtitles من هنا يا سيد (لانغ)! أعتذر على انتظاركم هنا في هذا الطقس البارد.
    Onu Bu soğukta burada mı bırakacağız? Open Subtitles تركهُ هُنا في هذا الجو البارد...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more