Kitabında, bu sosyal hayvanlardan bahsediyor. | TED | في كتابه عن الكائنات الاجتماعية للتحدث عنها |
bu sosyal sorunlarda ve toplum içinde karşılaştığımız birçok sorunda çözümleri görmeye nasıl bir eğilimimiz var? | TED | كيف نحن نتعمد رؤية الحل لهذه المشكلات الاجتماعية هذه المشكلات الكثيرة التي تواجهنا في المجتمع |
bu sosyal sorunlarla mücadelede temel sorunumuz nedir? | TED | ماهي المشكلة الاساسية التي بحوزتنا في التعامل معها ضد المشاكل الاجتماعية |
Ve bu sosyal ve ekonomik çözünme bunu gittikçe zor hale getiriyor. | TED | والتفسخ الاجتماعي والاقتصادي يجعل الأمر أصعب وأصعب. |
Bu kısma kadar geldiğimizde, bakterilerin bu sosyal davranışlara sahip olmasını anlamaya başladığımızı düşündük. | TED | وعندما وصلنا الى هذه المرحلة ادركنا لقد بدأنا نفهم ان للبكتيريا هذا السلوك الاجتماعي |
Tate Fildes'den bu sosyal açıdan önemi olan tabloyu yapmasını istedi. | TED | وقد طلب تايت من فيلدز بأن يرسم لوحة ذات أهمية اجتماعية. |
belki de bu durumu lehimize kullanabilecek olmamızdı. Bakterilerin tüm bu sosyal davranışlara sahip olduğunu | TED | عملي بامكاننا القيام به ايضاً لقد سبق ان قلت لكم ان للبكتريا سلوكيات اجتماعية متعددة |
Büyük kuruluşlar ve markalar bu sosyal normları değiştirebilir ve bu gibi inatçı alışkanlıkları değiştirebilirler. | TED | الشركات الكبرى والعلامات التجارية يمكنها تغيير وتبديل تلك السلوكيات الاجتماعية وعمل فرق في هذه العادات الراسخة. |
Eğer bu sosyal adaletsizliği görmezden gelirsek, hastalarımız için az şey yapmış oluruz. | TED | نقوم بأشياء ضئيلة لمرضانا في حالة فشلنا في تنظيم هذه الحالات من عدم المساواة الاجتماعية. |
bu sosyal teknolojide ileri teknolojiye dair hiçbir şey yok. | TED | ولا شيء عالي التقنية حول هذه التقنية الاجتماعية. |
Ve şimdi 80’li yıllarda bu komünist planlamadan vazgeçip, piyasa ekonomisine yöneliyorlar, ve bu, sosyal hayattan bile daha hızlı bir şekilde ilerliyor. | TED | وفي الثمانينيات الآن يتخلون عن التخطيط الشيوعي ويتجهون إلى اقتصاد السوق وتتحرك أسرع حتى من الحياة الاجتماعية. |
Kötü tarafı, bu sosyal hayatım için büyük bir gelişme olur. | Open Subtitles | الجزء المحزن، هذا يعتبر تطوير لحياتي الاجتماعية |
Güzel, bu sosyal yaşantını düzeltebilir sanırım. | Open Subtitles | أظن أن ذلك سيكون كفيلاً بتحسين حالتك الاجتماعية على ما أظن |
tüm bu sosyal medya konusmalarinı ileri itiyor. | Open Subtitles | هو جزء من كل محادثات وسائل الاعلام الاجتماعية يدفع بها إلى الأمام، |
Peki bu sosyal kulüpte, silahın yanında mıydı? | Open Subtitles | لذلك كنت في النادي الاجتماعي وكان لديك بندقيتك معك؟ |
bu sosyal medya olayları hakkında haklı olabilirsin. | Open Subtitles | اسمع.. ربما كنت محقًا بشأن موضوع التواصل الاجتماعي |
Çalıştığım diğer üniversitede ise sadece tek bir posta odası vardı fakülteden pek çok kişi bu sosyal oluşumda birbiriyle karşılaşıyordu. | TED | في جامعة أخرى عملت فيها كان بها غرفة بريد واحدة فكان كل الهيئة التدريسية في ذلك المبنى يلتقون ببعضهم في هذا المحور الاجتماعي |
Her ne kadar bu sosyal bir davet gibi gözükse de sizi buraya çağırma sebebim ciddi bir mesele hakkında. | Open Subtitles | ,بقدر ما كنت أريدها أن تكون مكالمة اجتماعية . السبب الذي فرض علي سؤالك هنا، لأنه سؤال خطير |
Zaten sosyal bilgilere sahip olarak doğarız ve bu sosyal bilgi iyi veya kötü değildir, sadece bizi hayata hazırlar çünkü yüksek veya düşük sosyal statüde olmamıza göre biyolojimizi farklı bir şekilde programlamamız gerekir. | TED | إذًا ولدنا ونحن على معرفة بالمعلومات الاجتماعية بالفعل، وهذه المعلومات الاجتماعية ليست جيدة أو سيئة، إنها فقط تُعدّنا للحياة، لأن علينا برمجة تركيبتنا البيولوجية بشكلٍ مختلف إن كنّا في مكانة اجتماعية مرموقة أو غير مرموقة. |
Ama korkarım ki bu sosyal bir ziyaret değil. | Open Subtitles | ولكننى خائف ان تلك ليست زيارة اجتماعية |