Ben de ona, bu tür şeyler için üzülmemesini, diğer çocukların sırf o tepki versin diye onunla uğraştıklarını, | Open Subtitles | فقلت له أنه لا يجب أن ينزعج لهذه الأشياء الصبيه الاخرون يحاولوا اغاظته, ليحصلوا منه على ردة فعل |
Quantico'da bu tür şeyler için okullar var zaten. | Open Subtitles | و لكن يملكون مدارس لهذه الأشياء "في "كوانتيكو |
Komşularımızın ama yine de, bu tür şeyler için kurallarımız var en azından ben burada yaşarken vardı. | Open Subtitles | ولدينا قواعد ضدّ هذا النوع من الأشياء أو على الأقل كان لدينا عندما كنت أعيش هنا |
Bilirsin işte, Chuck Bass'ın kız arkadaşı mağaza açılışlarında moda gösterilende, bu tür şeyler için. | Open Subtitles | تعلمين, صديقة تشاك باس في افتتاح المحل عرض أزياء, هذا النوع من الأشياء |
Yıl dönümleri, sevgililer günü ya da bu tür şeyler için. | Open Subtitles | الذكريات السنوية، يوم الحب.. هذا النوع من الأشياء. |