Yani bu tür şeylere inanarak ne kadar aptal ve komik bir hale düşüyoruz. | Open Subtitles | أعني، ما حقّا إنّها معارض كم سخيف المضحك نحن أصبحنا في إعتقاد مثل هذه الأشياء. |
Sana bu tür şeylere inanmadığımı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك , بأني لا أصدق في مثل هذه الأشياء |
Biliyor musun, ben evliyken eşim bu tür şeylere dikkat ederdi... | Open Subtitles | عندما كنتُ متزوجاً، زوجتي كانت تأخذ مثل هذه الأشياء بعدها... |
bu tür şeylere kendimi kaptırmam ama öğrendiğime göre uzlaşmada ve birleştirici konuşmalarda oldukça iyiymişsin. | Open Subtitles | لكنني وجدتُ أنّك أصبحتَ تماماً ، مبشراً للمصالحة وجاهزيّة للتحدّث وكلّ شيء |
bu tür şeylere kendimi kaptırmam ama öğrendiğime göre uzlaşmada ve birleştirici konuşmalarda oldukça iyiymişsin. | Open Subtitles | لكنني وجدتُ أنّك أصبحتَ تماماً ، مبشراً للمصالحة وجاهزيّة للتحدّث وكلّ شيء |
"Benim küçük, hayali arkadaşlarım var" zırvaları hiç buraya göre değil ve Nool ormanında bu tür şeylere müsamaha göstermeyiz. | Open Subtitles | و الإعتقاد في وجود مخلوقات صغيرة خيالية ليس واحداً من الأشياء التي نفعلها هنا " أو نسمح بفعله هنا في غابة " نــول |
"Benim küçük, hayali arkadaşlarım var" zırvaları hiç buraya göre değil ve Nool ormanında bu tür şeylere müsamaha göstermeyiz. | Open Subtitles | و الإعتقاد في وجود مخلوقات صغيرة خيالية ليس واحداً من الأشياء التي نفعلها هنا " أو نسمح بفعله هنا في غابة " نــول |
Minnettar ol, bu tür şeylere değer vermem. | Open Subtitles | (تحدث عن نفسك يا (ريف كن شاكراً أنني لا أقدِّر مثل هذه الأشياء |