Bu tam da Crenshaw'un ihtiyacı olan iyi bir reklam. | Open Subtitles | هذا بالضبط نوع الدعاية والإعلان الجيد التي كرينشو بحاجة له |
Bu tam da hep bir çocuk yetiştirmek istediğim evlerden. | Open Subtitles | هذا بالضبط نـوع الـمكـان الـذي أردت أن أنـشأ طـفـلي به |
Bu tam da insanların Sue'ya söylediği şeydi. | TED | هذا بالضبط ما اعتاد على قوله الناس لـ سو |
Bu tam da vekaletnamesini imzaladığı zamandı. | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما اراده زيادة على قوة محاميه. |
Bu tam da bir kızın ailesini rahatlatmak için söylediği bir şeye benziyor. | Open Subtitles | هل تعلم، إن هذا يبدو بالضبط كأنه ما ستقوله فتاة لأبويها لتطمئنهم |
Bu tam da diğer Ted'in önüne geçmemizi istediği tarzda bir durum. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط الشيئ الذي أردنا تيد أن نمنعة |
Bu tam da projenin ilk hayaliydi. | TED | كان هذا بالضبط الحلم الأولي لهذا المشروع. |
Bu tam da otoritenin aradığı türden bir bahane. | Open Subtitles | هذا بالضبط العذر الذي تسعى وراءه السلطات. |
Bu tam da F.B.I.'dakilerin dikkat etmemizi söyledikleri tavır. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما قاله عملاء الاف بي اي ان ننتبه منه |
Bu tam da yapmanı istedikleri şey. | Open Subtitles | ألا ترى؟ هذا .بالضبط ما يريدونك أن تفعله |
Tamam, işte Bu tam da burada büyük bir darbe alacak olan erkek pislikliği. | Open Subtitles | حسناً, هذا بالضبط تصرف من تصرفات الرجال الغبية, التي تحاولن استخدامها هنا. |
Hayır, senin yaptığın kendi geçmişini ve acılarını işe taşımak, ve hatırlarsan Bu tam da seni darmadağın eden şey. | Open Subtitles | لا كل ماتفعلينه انك تقحمين ماضيك وآلامك الي القضية الحاليه ولو كنتي تذكرين هذا بالضبط ما جعلك تصابين بالارتباك |
Bu tam da iki aptal öğrencinin diri diri yanmadan önce söyleyecekleri tarzda bir söz. Önden buyur. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما تتوقع أن يقوله طالبين أغبياء قبل أن يحترقا أحياء |
Bu tam da seyircilerin duyması gerek şey Victoria. | Open Subtitles | هذا بالضبط مايريد أن يسمعه المشاهدون فيكتوريا |
Bu tam da bir hilekarlıktan bekleyeceğim arkaplan düşüncesi. | Open Subtitles | هذا بالضبط نوع التفكير المتخلفالذيتوقعتهمنمخادع.. |
İşte Bu tam da senin yapacağın bir şey! Ne de güzel büyükbabalık bu, çok güzel! | Open Subtitles | هذا بالضبط ما قد تفعله أنت تربية جيدة .. |
Ama Bu tam da fregat kuşlarının beklediği şey. | Open Subtitles | ولكن هذا بالضبط ما طيور الفرقاط كانوا ينتظرونه. |
Bu tam da senin istediğin şeydi ve tamamen sıçtı tamam mı? | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما أردت فعله. ولكنه فشل جداً, حسناً؟ |
Bu tam da şu an Aaron'ın yaptığı şey. | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما يفعله آرون الآن. |
Pekâlâ, sınırların içinde kal olan biteni dışarıdan izle, Bu tam da bir askerin yapacağı şey. | Open Subtitles | كل الحق، البقاء داخل خطوط، مشاهدة كل شيء تلعب بها، وهذا بالضبط ما fobbit ستفعل. |
Bu tam da Dylan Hunter'ın söyleyeceği tipten bir söz. | Open Subtitles | هذا يبدو بالضبط كمثل شيء (سيقوله (ديلان هنتر |
Efendim, eminim Peralta'ya gitmekte bir bildiğiniz vardı ama Bu tam da benim almak istediğim dosyalardan. | Open Subtitles | سيدي , انا متأكده انه لديك اسبابك للذهاب لبيرالتا لكن هذا هو بالضبط النوع من المهام التي اود الحصول عليها |