İnsanların bu yerleri korumakta katılabileceği bir sürü yeni ve ilginç yöntemler var. | TED | هناك كل أنواع الطرق الجديدة المثيرة لاهتمام الناس للمشاركة في حماية هذه الأماكن. |
bu yerleri korumamız için gereken bilgileri ediniyorlar. | TED | إنهم يحصلون على المعلومات التي نحتاجها لحماية هذه الأماكن. |
Kongo kimin umurunda, Fildişi Sahilleri, Liberya, Sierra Leon, tüm bu yerleri hayatım boyunca hatırlayağım. | TED | من يهتم لأمر الكونغو ، ساحل العاج ، ليبيريا ، سيراليون ، كل هذه الأماكن التي .. .. لن أنساها ما حييت. |
bu yerleri doğrudan gördüm ve eriyen bir buzdan okyanus üzerinde yürümek hiç şüphesiz ki hayatımda yaşadığım en korkutucu şey. | TED | لقد واجهتُ هذه الأماكن وجهاً لوجه، وأن تمشي على محيط جليدي آخذ بالذوبان هو بلا شك أكثر شيء مرعب حصل لي على الإطلاق. |
bu yerleri tekrar ziyaret edebilmenin... bizim için anlamı büyük olmalı. | Open Subtitles | ليرجع ثانية لتلك الأماكن هذا يعنى الكثير جدا جدا إلينا |
Birkaç hafta önce bu yerleri dilinle temizliyordun. | Open Subtitles | .. و قبل عدة أسابيع, كنت تنظف هذه الأرضية بلسانك |
bu yerleri dokunulmamış gibi sunmak çok fazla emek istiyor. | TED | يتطلب جعل هذه الأماكن تبدو بِكْرَاً، جهداً كبيراً. |
bu yerleri ziyaret etmek ne harika olurdu. | TED | كم هو من الرائع زيارة هذه الأماكن. وما الذي سيتطلبه لفعل هذا؟ |
Bence yapacağımız en iyi hareket, bu yerleri hedef almaktır. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شيئ لنا أن نحدد هذه الأماكن |
Çünkü bu yerleri temizliyor ve diğer kadınla mı buluşuyordu? | Open Subtitles | ربما لأنه كان ينظف هذه الأماكن ويقابل نساء آخرين |
bu yerleri haritada belirle. Kendi başına bir şey yapma. | Open Subtitles | حدّدي هذه الأماكن على الخريطة وحسب لا تفعلي أيّ شيء وحدكِ |
Beni acayip geriyor. Seni anlıyorum Frank. Ama bu yerleri gönlümüz istemese de olmalı. | Open Subtitles | ان هذا يمنحني شعورا سيئ انه شئ مفهوم يافرانك , ان هذه الأماكن شريرة بالضرورة |
Çünkü bu yerleri korumamız gerektiği fikrinden doğup bir plan hâline, bu fikri kabullenip gelecek nesillere aktarmak için, benim gibi küçük çocukların buralara gidip harika deneyimleri yaşayabilmesi için bir yol hâline geldi. | TED | لأنها انتقلت من فكرة أنه يجب علينا حماية هذه الأماكن إلى خطة فعلية، طريق للناس لكي يطوعوا تلك الفكرة وينقلونها للأجيال القادمة، لكي يستطيع الأطفال عيش هذه التجربة الرائعة. |
"Her birinize, hepinize, bu yerleri gelecek nesiller için korumakta bir rol düşüyor." | TED | كل واحد منكم، جميعكم، كل لديه دور لتأديته في سبيل حماية هذه الأماكن للأجيال القادمة." |
Bu mektupların neredeyse tamamı ise, "Yapmayın. bu yerleri korumak yapılacak en doğru şey." | TED | كانت كل هذه الرسائل تقريبًا تقول: "لا تفعلوها، إن حماية هذه الأماكن هو الشيء الصحيح الذي ينبغي فعله." |
Sonsuza kadar kaybolmadan önce sürekli olarak bu yerleri canlandırmak ve insancıllaştırmak için kendimi zorunlu hissediyorum ki bu yerlerin hatıraları yaratıcı bir şekilde muhafaza edilsin. | TED | أحس بألتزام لتحريك وإضفاء الإنسانية علي هذه الأماكن بشكل مستمر من أجل الحفاظ علي ذكرياتها بطريقة إبداعية قبل أن نفقدها للأبد. |
bu yerleri görmeyi istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ مشاهدُة هذه الأماكن شخصياً |
bu yerleri görmeyi istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ مشاهدُة هذه الأماكن شخصياً |
bu yerleri daha önce kontrol ettik. | Open Subtitles | لقد راقبنا هذه الأماكن من قبل. |
bu yerleri tekrar ziyaret edebilmenin... bizim için anlamı büyük olmalı. | Open Subtitles | ليرجع ثانية لتلك الأماكن هذا يعنى الكثير جدا جدا إلينا |
Birkaç hafta önce bu yerleri dilinle temizliyordun. | Open Subtitles | .. و قبل عدة أسابيع, كنت تنظف هذه الأرضية بلسانك |