Kivu'nun bildiği bir yere. Yılın bu zamanı oraya çok fil gider dedi. | Open Subtitles | الى مكان يعرفه كيفو يقول انه ملئ بالفيله فى هذا الوقت من العام |
Ve çok yağmur yağmaması, yılın bu zamanı için oldukça alışılmadık bir şey. | Open Subtitles | ولا توجد الكثير من الأمطار كما هو معتاد في هذا الوقت من السنة |
Pek sanmıyorum baba. Yılın bu zamanı, herkes bu şarkıyı söyler çünkü telif hakkı ödemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا أعلم يا أبي ، بهذا الوقت من العام ، يفعل كل الناس هذا |
Yılın bu zamanı çok fazla ziyaretçimiz olmaz. | Open Subtitles | نحن لا نستقبل العديد من الضيوف بهذا الوقت من السنة , اذن |
Hele ki yılın bu zamanı bizi bırakmaya çalıştıktan sonra. | Open Subtitles | . كُنتَ مُساعداً كبيراً في هذا الوقت من العام .. |
Özellikle yılın bu zamanı hastane... Anlayacağın sorun şu ki geçirdiğim tüm noeller arasında işe yarar sayılabilecek tek Noel 1 4 yaşındayken geçirdiğimdi. | Open Subtitles | أعلم ان المستشفى هي المكان الأخير الذي يريد أحد ان يكون به خاصةً في هذا التوقيت |
Biliyorum. Yılın bu zamanı insana her şey daha da kötü görünür. | Open Subtitles | أنظرى,صغيرتى, أن هذا الوقت من السنة يجعل كل الاشياء تسير نحو الاسوء. |
Bunun gibi bir şey görmedim ben. Özellikle de yılın bu zamanı. | Open Subtitles | لم أرى شيء هكذا من قبل وخاصة في هذا الوقت من العام |
İri erkek geyikler, yılın bu zamanı dağın yükseklerine çıkarlar. | Open Subtitles | الغزلان الأكبر في قمة الجبل في هذا الوقت من العام |
Yılın bu zamanı 90 dakikalık dersler yapıyoruz. | Open Subtitles | بهذا الوقت من السنة نمدد وقت الحصص لـ 90 دقيقة |
Yılın bu zamanı birçok yalnız insan olur. | Open Subtitles | الكثير من الناس الذين يشعرون با الوحدة بهذا الوقت من السنه |
Yılın bu zamanı genellikle Alplerde olurlar. | Open Subtitles | عادة ما يكونون في جبال الألب بهذا الوقت من السنة |
Yılın bu zamanı trafik çok sıkışık. | TED | نحن نعاني في هذا الوقت من العام الكثير من اللاختناقات المرورية |
Yılın bu zamanı buralarda fırtına olmaz. | Open Subtitles | لا توجد أي عواصف في هذا التوقيت من السنه |
bu zamanı aramızı düzeltmek için kullanabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نستغل هذا الوقت للاهتمام بإنفسنا |
Yok bir şey. Yılın bu zamanı gayet normal. | Open Subtitles | إنه ليس مهماً إنه طبيعي في هذه الفترة من السنة |
bu zamanı bir şeyler öğrenmek için geçirdim. | Open Subtitles | قضيت ذلك الوقت محاولاً تعلُّم شيئاً |
Yılın bu zamanı fazla ziyaretçi gelmez buralara. | Open Subtitles | حَسناً، في هذا الوقتِ من السَنَةِ لا يوجد العديد مِنْ الغرباءِ هنا |
Yılın bu zamanı için oldukça ılık. | Open Subtitles | إنـّه معتدل بالنسبة لهذا الوقت من العاك. |
Demek ki yılın bu zamanı, yaz ayında huş ağacı göknara, göknarın huş ağacına gönderdiğinden özellikle göknar gölgedeyken daha fazla karbon gönderiyordu. | TED | تظهر في ذلك الوقت من السنة. في الصيف، كان البِتيولا يرسلُ كربون أكثر إلى الشوح مما يعيده الشوح غلى البِتيولا، وعلى وجه الخصوص عندما يكون الشوح تحت الظل. |