Ve bütün bu tecrübe bugün sizinle paylaşmaya geldiğim düşüncemi yeniledi. | TED | و هذه التجربة جددت التزامي للفكرة التي اتيت لاشاركها معكم اليوم. |
bugün sizinle paylaştığım her şey bana, aileme veya tanıdığım birine mâl edilemez. | Open Subtitles | أي ما أتشاركه معكم اليوم ليس متصلاً بي، عائلتي أو أي أحدٍ أعرفه |
bugün sizinle cinsel aktiviteye ve cinsel eğitime karşılaştırmalı olarak yepyeni bir açıdan bakmayla ilgili konuşmak istiyorum. | TED | أريد أن أتحدث معكم اليوم عن طريقة جديدة كلياً في التفكير حول النشاط الجنسي و التثقيف الجنسي, على سبيل المقارنة |
Bugün işimiz yok ama bugün sizinle polislere yakışır bir iş yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | اليوم لم يعد لدينا وظائفنا .. ولكن نريد أن نفعله وظيفة شرطي معك اليوم. |
bugün sizinle çalışmak bir zevkti. | Open Subtitles | إنّه لمِن دواعي سروري بأنّي خَدَمتُ معك اليوم |
bugün sizinle konuşmak istediğim şey sanal dünya, dijital küreler, 3 Boyutlu Web, geleceğin kainatı. | TED | ما أود التحدث عنه اليوم هو العوالم الإفتراضية، الكواكب الرقمية، الشبكة ثلاثية الأبعاد، الكون الفوقي |
bugün sizinle bu sorun hakkında ve nöroloji bilimi ile bunu nasıl çözebileceğimiz hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أحدثكم اليوم عن هذه المشكلة، وكيف يمكننا إصلاحها بعلم الأعصاب. |
Ve yaptığım dört gözlem sonucunu bugün sizinle paylaşmak istiyorum. | TED | ولدي أربع ملاحظات أود أن أشارككم بها اليوم |
bugün sizinle bu soruların üç tanesini paylaşmak istiyorum. | TED | أريد أن أشارككم بثلاثة من هذه الأسئلة معكم اليوم. |
bugün sizinle mimariye yaklaşım ve uygulamalarımı değiştiren bir proje paylaşmak istiyorum: Fes Nehri Onarım Projesi. | TED | أود أن أشارك معكم اليوم مشروعًا غيّر كيف أنهج وأمارس الهندسة المعمارية: مشروع إعادة تأهيل نهر فاس. |
bugün sizinle yaklaşık dört hafta önce karşılaştığım bir olayı paylaşmak istiyorum. | TED | ما أريد مشاركته معكم اليوم هو شيء حدث لي، حدث هذا قبل اربعة اسابيع. |
Araştırmamı yaptım ve bazı sonuçlara ulaştım. İkisini bugün sizinle paylaşmak istiyorum. | TED | قمت بالبحث، ووصلت إلى عدة أمور، أودّ الحديث عن اثنين منها معكم اليوم. |
bugün sizinle ve vefat eden haraçlarınızın aileleriyle beraber burada olmaktan gurur duyuyoruz. | Open Subtitles | نحن تشرفنا بوجودنا معكم اليوم ومع عائلات المتسابقين الذين سقطوا |
bugün sizinle paylaşmak istediğim şey uydu verilerini kullanarak Itjtawy adında binlerce yıldır kaybolmuş eski bir Mısır şehrini nasıl bulabildik. | TED | ما أريد أن أشاركه معكم اليوم هو كيف استخدمنا البيانات من الأقمار الاصطناعية للعثور على مدينة مصرية قديمة، تدعى إيتجتاوي، مفقودة منذ آلاف السنين. |
bugün sizinle yemek yiyen kadın onları götürdü. | Open Subtitles | ذهبوا مع السيدة التي أكلت معكم اليوم |
bugün sizinle çalışmak bir zevkti. | Open Subtitles | إنّه لمِن دواعي سروري بأنّي خَدَمتُ معك اليوم |
bugün sizinle ameliyata gireceğimi umuyordum ama Doktor Grey'in servisindeymişim. | Open Subtitles | لكنني كنت أمل أن أشارك بالجراحة معك اليوم و لكن يفترض بي أن أكون أعمل مع د.غراي |
Size telefonda da söylediğim gibi Bay Van Sant'in bugün sizinle konuşacak vakti yok. | Open Subtitles | كما أخبرتك على الهاتف، السيد (فان زان) ليس لديه الوقت للتحدث معك اليوم. آسف |
bugün sizinle çok kötü konuştum. | Open Subtitles | لقد أسأت الحديث معك اليوم. |
Mickey Donovan bugün sizinle hiçbir yere gelmiyor. | Open Subtitles | لن يذهب (ميكي دونوفان) إلى أي مكان معك اليوم |
bugün sizinle ölüm öncesi halinde yapılabilecek bazı şeyler hakkında konuşmak istiyorum. | TED | لهذا ما أريد أن أحدثكم عنه اليوم هو بعض الأمور التى يمكن أن نفعلها فى مرحلة ما قبل الحدث |
bugün sizinle refah hakkında, umutlarımız hakkında konuşacağım, paylaşılan ve devam eden. | TED | أود أن أحدثكم اليوم عن الإزدهار، عن آمالنا فى إستمرارية المشاركة فى هذا الإزدهار. |
Ve anlamanın ve kabulün gerçekleştiği o yere yaptığım yolculuk benim için ilginç oldu; ve bana, tüm "benlik" kavramı üzerine bir içgörü sağladı; bunun, bugün sizinle paylaşmaya değer olduğunu düşünüyorum. | TED | والرحلة نحو ذاك الهدف من التفهم والتقبل كانت رحلة مشوقة بالنسبة لي، أعطتني رؤية في كل مايخص النفس كمفهوم، وأنا أعتقد أن هذه الرؤية جديرة بأن أشارككم بها اليوم. |